Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Ayşegül Yıldız, İbrahim Tatlıses ile 20 yıllık beraberliğinin ardından ilişkisi ve biten evliliği hakkında ilk kez konuştu. Diyor ki: Tanıştığımızda ben 16, o 46 yaşındaydı. Hiçbir şeyden pişman değilim ama bu kadar yaş farkı doğaya aykırı. Şimdi böyle ilişkilere bakınca baştan “Yürümez” diyorum.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Ayşegül Yıldız, İbrahim Tatlıses ile 20 yıllık beraberliğinin ardından ilişkisi ve biten evliliği hakkında ilk kez konuştu.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Posta'dan Oya Çınar'ın sorularını yanıtlayan Yıldız, "36 yaşındayım, nihayet ne istediğimin idrakına vardığım, iyi hissettiğim bir dönemdeyim. Sadece huzur ve sağlık! Birçok tecrübeye erken yaşta vakıf oldum. İyisiyle kötüsüyle değişik sınavlardan geçtim ve hepsini başarıyla atlattım. Mükafatı da kızım Elif Ada oldu. Artık geçmiş tamamen kapandı"

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Bazı insanlar çok kötü ve zannediyorlar ki siz kötülük yapamazsınız. Zeka olarak hepsini katlayıp fırlatıp atacakken hep, “Allah’ım beni kötü insanlara uydurma” diyerek dua etmek zordu. İnsanoğlu yoldan çıkmaya çok müsait. Büyük kötülükler yapabilirdim aslında. Ben her şeyin geri döndüğüne ve Allah’ın adaletinin şaşmayacağına inanıyorum.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

“İbrahim Tatlıses’in sevgilisiyim” diye ortada dolaşmak kadar saçma bir durum yok. Başka birinin başarısıyla hava atmak anlamsız. Birçok kişi bunu idrak edemiyor. Ortada öyle dolaşıyor. Karakterle alakalı herhalde.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Hülya Avşar. Ortalarda “Adamım” diye gezinen çoğu kişiden daha esaslıdır. ‘Adamlık’ diyoruz ama aslında insanlık bu. Temel kriterler vardır; zor gününde yanında olmak, destek olmak... Ve bunları gösteriş için değil samimiyetle yapmak. Hülya Avşar bu yüzden saygı duyduğum çok esaslı bir kadındır. Dosttur. İbrahim Bey’in zor zamanında, “Maddi manevi her konuda yanındayım” diyen biri. Kibirli değil, mütevazı, sahici insandır. Bazıları gibi reklama ihtiyacı olmadığı için dostluğunu da göstere göster

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

16 yaşında İstanbul’da bir konserinde tanıştık. Bursa’da yaşıyordum o zaman. Bir yıl sonra da babamı kaybettim. Çok sonra İbrahim Bey Bursa’ya konsere geldiğinde yeniden denk geldik. “Nerelerdesin? Dizi çekiyorum, İstanbul’a gel” dedi. Ben de, “Ailemden izin alabilirseniz gelmek isterim” dedim. Zaten Bursa’da bir televizyon kanalında program yapıyordum. Yani bu işlere onunla tanıştıktan sonra girmedim. Ailemden izin aldı, İstanbul’a geldim. O zaman da sanıldığı gibi sevgili değildik. İlişkimiz b

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Sırf insanlar “İbrahim Bey’i kullanarak bir yere geldi” demesinler diye kariyerimi de sildim. Onunla olmak bana avantaj değil dezavantaj oldu. Hayalini kurduğum şeyleri elimin tersiyle ittim. Çok teklif aldım, hepsini geri çevirdim. Kabul etseydim “İbrahim Tatlıses’in torpiliyle buraya geldi” diyeceklerdi. İbrahim Tatlıses adını ne reklam aracı olarak ne de maddi manevi çıkar sağlamak için kullandım.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Ne tazminat ne de nafaka istedim. Bir tek Elif Ada’nın nafakasını ödüyor. 20 yıl hayatı paylaştık ama benim tercihimdi. Şimdi, “Sana 20 yılımı verdim. Sen de bana bu kadar para vereceksin” demek benim yapacağım şey değil. Bana zül gelir.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Allah’la aramda özel bir bağ var. Yaptığım şeyler ona iyi gözükmek için. Üç beş kulun nasıl gördüğü umurumda değil. Onun için yıllarca kimseye cevap vermedim, basına konuşmadım. Benimle ilgili neler yazdılar... ‘Kapatma’ olduğumu, İbrahim Tatlıses’in beni kovduğunu ama benim gitmediğimi... Gerçekle alakası olmayan şeyler. Velev ki doğru olsun, daha 20’lerimin başındaydım. Cahiliye dönemidir o yaşlar. Okurken tüylerim diken diken olurdu. Ağlar dururdum.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Yuva yıkan kadın' değilim. Hangi yuva? Bir evlilik mi vardı ortada? Diğer tarafa ne anlatıldığından ziyade bana ne söylendiği önemli. Bana hiçbir zaman İbrahim Bey, “Devam eden bir ilişkim var” demedi. Bana hiçbir ilişkisinin olmadığını söyledi. Öyle bir algı yaratmaya çalıştılar. Ona inanmaya çalışmaları da umurumda değil.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Evlilik benim talebim değildi. İlişkimiz boyunca evlilik hesabı yapmadım. Özellikle o dönem evliliği hiç düşünmüyordum. Büyük bir kaza olmuş, karşınızda ölümle mücadele eden bir insan var. Aklımdan bile geçmedi. Hatta, “İyileş, sonra zaten olur” dedim. Ona rağmen İbrahim Bey istediği için evlendik. Hiçbir şey hissetmedim. Önümüzdeki zorlu süreci düşünüyordum. Başkalarının hesaplarıyla benim hesabım hiçbir zaman tutmadı.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Evlendiğimizde Derya Tuna, “Tekkeyi bekleyen çorbayı içer” demişti... Çünkü onun zihniyeti o! Demek ki o tekkeyi çorba içmek için beklemiş. Karşındakini kendin gibi bilirsin.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Yürümeyince yürümüyor. Bazı şeyler zamanla bitiyor. Çok sabırlı bir insanım, ona fazla güvenildi. “Limit dolmak üzere, yapma” diyorum. Ama karşı taraf blöf yaptığımı zannediyor. “Nasılsa beni bırakmaz” diyor. Ama sabrım bitince bende film kopuyor. O saatten sonra ne arkadaş, ne dost, ne eş... Hiçbir şey oluyorum bir anda. İbrahim Bey artık sadece çocuğumun babası. Arkadaşım değil, dostum değil.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

İbrahim Bey’in bana hiç kısıtlaması olmadı. Ne ilişkimiz süresince ne de sonrasında. Dışarıdan nasıl algılanıyordu bilmiyorum ama hep kendi özgürlüklerimi yaşadım. Şimdi de öyle. Yaşadığım hayat benim tercihimdi. Zaten barlarda gezen tozan biri değildim.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Ha isteseydim o hayatı da yaşar ve kimseyi engel görmezdim. Ama istemedim. Ben masaya otururken İbrahim ayağa kalkar, ceketini iliklerdi. İnsanına göre muamele demek ki... Ha karşılıklı tartışmalar yaşamışızdır, hatta birbirimize bir şeyler fırlatmışlığımız da vardır. Ama asla tek taraflı olmazdı. Birkaç kere de kovaladı ama yakalayamadı hahaha.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

İbrahim Bey ile babamı kaybetmemden bir yıl önce tanıştım. Şimdi şimdi fark ediyorum ki babamın boşluğunu onunla doldurmaya çalışmışım. Bu kadar yaş farkı doğaya aykırı. Artık böyle ilişkilere bakınca baştan “Yürümez” diyorum. Ha İbrahim Bey çok dinamik, herkesin yaşına uyum sağlayacak biri. Onu ayrı tutuyorum.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Dilan (Çıtak Tatlıses) arıyor soruyor. İdo erkek çocuğu, ondan bazı şeyleri beklemek yanlış olur. Ama Ahmet Abisi ile görüşüyorlar. Melek Ablası ile de hiç görüşmedi. Herkesin kendi tercihi...

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Ama şunu anlamıyorum. Benimle hesabı olabilir, ben yetişkinim. Bana kızabilirsin, görüşmeyebilirsin... Ama bu çocuk beş yaşında bir sübyan. Allah katında bile sorgusu suali yok. Çok isterdim kardeşleriyle bağı kuvvetli olsun, aile kavramını öğrensin. Bana bir şey olursa göğsünü gere gere, “Benim dört ablam, iki ağabeyim var” diyebilsin. Ama anladığım kadarıyla öyle bir şey olmayacak.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

İbrahim Bey evlenirse çok mutlu olurum. Gerçekten yürekten söylüyorum. Keşke evlense. Düzenini kursa ve yoluna devem etse. Düğününe de giderim. İstediği kişiyle evlensin. Kiminle olduğu önemli değil. İstiyorsa çocuğu da olsun. Mutlu olsun isterim.

Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim!

Elif Ada daha çok küçük. İleride onunla bir dünya turu yapmayı çok istiyorum. Bol bol gezelim, mutlu olalım. Onun dışında ne olabilir ki? Cebimde hiç para olmasın, inan üzülürsem şuradan kalkamayayım. Uçakmış, helikoptermiş umurumda değil. Yeter ki sağlıklı olayım. Anın keyfini çıkarayım. O yüzden çok mutluyum. Ne varlık sevindirir beni ne yokluk üzer. Ölümlü dünya. Öyle uzun boylu hesaplar hiç yapmadım zaten. Yaşadığım anı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. (Kaynak: posta.com.tr)

Bu magazin haberleri de ilginizi çekebilir: