İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

“Ben zaten jet sosyetenin ta kendisiyim” diyecek kadar iddialı bir kadın bu haftaki konuğum. Romalı Perihan için neler yazılmadı ki bugüne kadar ama belki de ilk kez böylesine dobra dobra konuştu. Fellini’nin Efsane Kadınları’nın arasına nasıl girdiğinden, Prenses Süreyya’nın kardeşi Prens Bijan (Esfandiyari) ile yaptığı evliliğin en acı detaylarına kadar her şeyi anlattı;

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

Yılmaz Güney’in “Prensesim lütfen Türkiye’ye gelir misiniz?” diye Roma’ya telgraf çektiği o günleri paylaştı. Yaşının verdiği olgunluk ile gençlik döneminde yaşadığı şaşaalı hayatın arasında kurulan bir sırat köprüsünden geçiyor bugünlerde Romalı. Bu söyleşideki sözleri çok konuşulacak ama yine de her zamanki gibi küçük bir hatırlatma yapalım. Bütün bunlar onun anlattıkları, ben sadece Prenses Soprano Romalı Perihan’a kırmızı ayakkabılarımı giyip gittim ve söylediklerine bir ayna tuttum. Karar s

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Perihan Benli’yi hangi rüzgar Roma’ya attı da Romalı Perihan oldu? - Kaderim zaten oradaymış, doğar doğmaz ailem beni İtalya’ya götürmüş. * Oradayken İstanbullu Perihan mıydın? - (Gülüyor) Yok canım tam bir İtalyan gibi yetiştirildim, okudum ve yaşadım.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Ne eğitimi aldın? - Roma’da önce insan psikolojisi okudum, sonra tiyatro. Orada tiyatro akademisi dediğin öyle kolayına, bedavaya bitirilmiyor. * Niye, Türkiye’de o kadar kolay mı bu işler? - Burada sadece iki sayfa Shakespeare okuyup diploma alıyorsun. Onun için İtalyanlar’da dünya standartlarını aşmış tiyatrocular var. Bizimkilere gelince o çapta bir tanesini bile görmedim mesela.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Anladık Roma’da büyüdün, peki gerçekte nereli Romalı Perihan? - Dört kuşak İstanbullu. * Romalılar “Aaa hoşgeldin Periciğim, biz de seni bekliyorduk” diye kucak açmadılar herhalde sana? - Ben zaten onlardan biriydim. 48 kilo, yeşil gözlü, bembeyaz tenli, terü taze bir kızdım. Ana lisanım gibi İtalyanca konuşuyordum. Bize her zaman kapıları açıktı. Öyle kara bıyıklı falan değiliz ki, sonuçta Avrupalı’yız yani.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Hoppala ne bıyığı? - Ayol o zamanlar karabıyıklı, karabaş diyorlardı Türkler’e, ne sevilmesinden bahsediyorsun? Çocukları öcüymüş gibi “Mamma I Turchi” (Türkler geliyor) diye korkuturlardı. Tarihte Türkler’den çok çekmişler ya, onun acısını çıkarıyorlardı resmen.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Ailen neyle iştigal ediyordu İtalya’da? - Bugüne kadar ailemden ve kocalarımdan hiç bahsetmek istemedim çünkü ben Prenses Soprano Romalı Perihan’ım. Bu lakaplar bana hep sanatsal kimliğim için verildi. Eğer ailemi işin içine katsaydım, insanlar o zaman bana ulaşmak için elimi ayağımı öpmek zorunda kalırlardı.

* Majesteleri, sizin Lale Devri’niz henüz bitmemiş anlaşılan... - Bitmez ki zaten. Çünkü benim hayatım hep saltanat içinde geçti. Roma’dayken annem, başta Prenses Süreyya olmak üzere bütün aristokratlarla sıkı fıkıydı

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Prenses Süreyya derken Süreyya Yalçın’dan bahsetmiyorsun herhalde... - Hayır canım, İran Şahı Rıza Pehlevi’nin eski eşi... Süreyya, çocuğu olmadığı için İtalya’ya sürgüne yollanmış. Şahın yeni eşi Farah Diba “Süreyya bir gün yolunu bulup da İran’a dönerse” diye korku içinde yaşarmış. Hatta onu öldürtmek için İran’dan bir ekip gönderttiği bile konuşulurdu. Bu yüzden Süreyya hep bodyguard’larla gezerdi.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Peki sen nasıl aştın bu bodyguard çemberini? - Annemle çok iyi arkadaşlardı diyorum, anlamıyor musun? Zaten sonra ben de Sü- reyya’nın kardeşi Prens Bijan ile evlendim. * Aşkın engel tanımayıp bütün bu güvenlik duvarını yerle bir etti yani.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

- Valla hevesli olan ben değildim, onlardı. Prenses Süreyya, kardeşi benimle evlensin diye annemin peşinden az koşmadı. Orada benim gibi tertemiz, Türk, Müslüman bir insan dururken kimi alacak kardeşine; bir gavur kızını mı? Eee bir de Bijan beni görüp aşkından deliye dönünce olanlar oldu.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Vay be tam bir “Peri masalı”... - Hakikaten her şey çok iyi gidiyordu. Ta ki varlığından bile haberimin olmadığı çocuğumu kaybedene kadar. * Bir dakika prenses, o ne demek? - Ben küçücük terbiyeli bir kızım, böyle konulardan hiç haberim yok. İki ay gecikmişim, meğer hamileymişim. Üstelik nereden bileyim çocuğumu aldıracaklarını? Süreyya kendi çocuğunun olmayışının acısını benden çıkarmak istedi herhalde.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Anlamadım, hem hamile olduğundan haberin yok hem de farkında olmadan çocuğunu mu aldırdılar yani? - Aynen öyle. Bir gün Süreyya, kocam ve korumalar tutup beni doktora götürdüler. Ameliyat sırasında bütün içimi kazımışlar, o günden sonra da çocuğum olmadı zaten.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Valla Bizans entrikalarını aratmayacak cinsten... - Tabii... Bana bir şey koklattılar, uyumuşum. Şimdi düşününce Süreyya’ya da hak veriyorum aslında. Ben o çocuğu doğursaydım veliaht olacaktı. Tüm dünya da “Süreyya doğuramadı ama eltisi doğurdu” diye kadını tefe koyacaktı.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Bırak milleti, asıl Prens Bijan ne dedi? - Adam ne yapsın, prens ama ablasının esiri sonuçta. O kadar çok ağladım ki, aşkım nefrete dönüştü. Ben de sonunda dayanamayıp artık ayrılmak istediğimi söyledim. Bijan da “Eğer geri dönmezsen hayatım boyunca kimseyle evlenmem” dedi ve evlenmedi de.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Bütün bu yaşadıklarına dönüp baktığın zaman neler geçiyor aklından? - Süreyya’nın trajedisi de öyle büyük ki beddua edemiyorum. Kadın dünyanın en güzel kraliçesi, koca imparator onu bırakıyor ve başkasıyla evleniyor. Kim bilir belki de çocuğumun olmaması beni bugünlere getirdi diye avunuyorum. Belki çocuğum doğsa onun uğruna kendimi unutacaktım.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Neyse en azından aldığın saltanat nafakasıyla hayatın kurtulmuştur... - 5 kuruş almadım ayrılırken..

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Yılmaz Güney neden peşinden bu kadar koşuyor? - Film için tabii ki... Roma’da o kadar çok “star life” bir hayat yaşıyordum ki, telgraflarında “Venedik Festivali’ne ancak sizinle gidebiliriz” diye yalvarıyordu. Gelir gelmez çalışmaya başladık ama Yılmaz 15 gün sonra hapse girdi ne yaptıysa. Zaten general olan dayım da “Kızım bu adam yaramaz” demişti.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Aşık mıydı sana? - Mümkün değil çünkü onun dünya güzeli bir karısı vardı; Fatoş... Benim sadece sanatımı ve kimliğimi kullanmak istedi. Ancak beni yarı yolda bıraktı.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* O niye? - Çünkü “Film bitene kadar kimseyle çalışmayacaksın” diye sözleşme yapmıştık. O kontrat sinema hayatımı bitirdi, bir daha film yapamadım.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Zor muydu Yılmaz Güney ile çalışmak? - Yok, zaten filme başlar başlamaz hapse girdi adam. Kesinlikle anlatıldığı gibi janti bir tarafı da yoktu. Kaba, itip kakan bir tipti. İtalya’da erkek starlar öyle lanlı manlı konuşmaz, bellerinde silah taşımazlar. Şimdi rahmetli olmuş, arkasından konuşmayalım ama ben nezaketsizliğini sevemedim. Hitap şekli de garipti; Doğulu muydu o çocuk?

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Kendisi Adanalı, hemşerim olur bacım... Ee madem böyle düşünüyordun neden film teklifini kabul ettin? - Çünkü karısı Fatoş ona tapıyordu. Üstelik son derece modern ve hanımefendiydi. Dedim ki “Fatoş, Yılmaz’ı seviyorsa demek ki adamın bir iyi tarafı var”... Eğer eşi de onun gibi olsaydı asla kabul etmezdim.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Her şeyi anladım da 40’ından sonra başımıza nasıl soprano kesildin? - İnsan o yaştan sonra Maria Callas ekolünden çıkar mı? Ben çıktım işte. Üstelik ben soprano olarak da yetişmedim. Son derece zarif bir erkeğe aşık oldum, o da bana. Fakat böyle bir aşkı yaşayamam diye karar verince...

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Neden öyle bir karar verdin ki? - Çünkü o da Almanya’da yaşıyordu. Ben kocamı bıraktım Almanya’da yaşamamak için. Bir kez daha ömrümü orada tüketmek istemedim.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Aşka geldiğin için mi soprano oldun yani? - Aşka olan inacım yüzünden... O kadar çok acı çekiyordum ki onun yerine bir şey koymam gerekiyordu. Rusya’da Anna Rebrotko diye cici bir ses var, gecenin bir yarısı stüdyoya girdim, arya söyledim ve ona yolladım. Kadın zevkten mest olmuş sesimi duyunca. Sonra da madem o bu kadar beğendi ders alayım bari dedim ama Türkiye’de işler böyle gitmiyormuş.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Ne demek o? - Kendime özel bir hoca tuttum. Öyle güzel okuyorum ki kadın kıskandı, “Bu arya böyle söylenmez” dedi. Ben de “Sen İtalyanca biliyor musun ki? Anlamını bile bilmediğin şarkıyı bana öğretiyorsun?” deyip kovdum onu.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Sonra ne yaptın peki? - Daha çok çalıştım. Hatta “Romalı Perihan ile Roma’da Yılbaşı Partisi” diye bir organizasyon yapıldı. Nazareth Oteli’nde bir balo düzenlenmiş. İtalyan arkadaşlarım da bana çok büyük bir jest yapıp Roma Filarmoni Orkestrası’nı getirmişler; onun eşliğinde Puccini’den bir arya söyledim. Müthiş bir geceydi.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Gelelim meşhur “Satyricon” efsanesine... Bir “Fellini kadını” olmayı nasıl başardın? - Ben ilk filmimi 14 yaşında Kahire’de çevirdim. Küçücüktüm ama peruk taktıklarında çok güzel bir genç kız oluyordum. Roma’da da Dino di Laurentiis’in kızı Veronica, Ömer Şerif, Geraldine Chaplin ile partilere katılıyordum. Ben öyle Fadime’nin arkadaşı değildim.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Fadime kim? - Lafın gelişi söyledim! En büyük filmleri yapan prodüktörlerin çocukları ile aynı okula gidiyordum. * Haydi gelelim artık şu filme... - Ben mucizelere inanırım. Düşünsene, 16 yaşında gerçek bir prenses olarak taç giymiştim, sonra da Orson Welles’in “Waterloo” filminde bir kez daha kraliçe olarak taç giydim. “Satyricon”da da Fellini beni mitolojik bir tanrıça yaptı, onun da tacı var. Bu taç hiç inmiyor başımdan anlayacağın (gülüyor).

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Allah indirmesin de, her tacın bir bedeli vardır. - Doğru söylüyorsun. Fellini’nin filminde az kalsın ölüyordum. Bütün vücudumu maviye boyadılar, binlerce inciyle de her yanımı kaplayacaklar. İncileri tek tek yapıştırırlarken ben kendimden geçmişim.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Yorgunluktan mı? - Bilmiyorum ki, Federico (Fellini) bir ara yanıma gelmiş, “Kıza uyku ilacı mı verdiniz?” diye soruyor. Sesleri duyuyorum ama cevap veremiyorum. Meğer vücuduma sürdükleri o mavi boya zehirlemiş beni, Federico da kucağına aldığı gibi hastaneye götürmüş.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Bizzat Fellini mi? - Tabii ya... Koskoca prensesi Fellini götürmeyecek de kim götürecek? Zaten beni çok severdi. Doğduğu yer olan Rimini’de annemin yazlık evi vardı, ailece tanışırdık. O zehir vücudumdan üç gün çıkmadı, 3 milyon dolarlık platoyu bu süre içinde durdurdular. Fellini ben iyileşene kadar başımdan ayrılmadı. Zaten gazeteler de “Dünya güzeli Türk kızı zehirlendi” diye yazmıştı.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Prenses ölecek, Kraliçe Süreyya’nın gıkı çıkmamış. Bu film çekilirken Bijan Bey’le evli değil miydiniz? - Evliydik ama dargındık; zaten benim oyunculuğuma falan hiç karışmazdı. Yıllar sonra bir gün Türkiye’de defile izliyorum, Erkan Özerman geldi yanıma ve “Çok üzgünüm prensesim, kraliçe Süreyya öldü” dedi. Paris’te otel odasında ölü bulunmuş.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Gelelim Rod Steiger ve Orson Welles ile oynadığın meşhur “Waterloo” filmine. Oradaki kraliçe rolünü nasıl kaptın? - Dedim ya ben Fadime’nin arkadaşı değilim diye. Dünyanın en büyük yapımcılarından Dino De Laurentiis filmin prodüktörüydü, kızı Veronica da benim yakın arkadaşım. Filmde oynamam için babası ikna etti beni.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Vay be Laurentiis bile peşinden koşmuş. Peki neden hiç başrollerde göremedik bu filmlerde seni? - O yaşta başrol oynamam mümkün olabilir mi? Önce ablalarım vardı. Ama böyle filmlerin setlerinde büyümek müthiş bir şey. Kaç tane Türk sanatçı benim yaşadığım heyecanı yaşayabilmiştir?

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Ne kısmetli kadınsın, dünyaya mal olmuş starlarla içli dışlı olmuşsun... - Onlarla içli dışlıydım ama ben zaten jet sosyetenin ta kendisiyim. Söylesene cemiyet hayatında hangi starımız Grace Kelly dahil, krallar kraliçelerle birlikte oturup yemek yemiştir? Tanıştığım bütün bakanlar keşke sanat ataşemiz olsanız demişlerdi.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Romalı’dan başka prenses var mı Türkiye’de? - Türkiye’de değil, dünyada başka Türk prenses yok. Neslişah Hanımefendi falan hepsi sultan.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Valla Hürrem’e taş çıkartırsın... - Çıkarttım zaten. SupperClub’da benim için bir parti yaptılar ve ben Hürrem Sultan oldum. 496 kişi geldi, bir izdiham, bir izdiham... 27 bin dolarlık Hürrem kostümü giydim. Bunun üzerine Facebook’ta sayfalar açıldı, 18 bin kişi “Muhteşem Yüzyıl”da oyna diye tutturdu. Tabii bunu da gazeteler yazdı. Bir de üstüne Meral Okay arayıp da beni azarlamaz mı?

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Neden azarlıyor rahmetli? - “Bütün basın sizin elegant Hürrem’inizden bahsediyor, çünkü siz çok şıksınız. Bizim Hürrem’in kıyafeti sizinkinin yanında hizmetçi gibi kaldı. Ne hakkınız var böyle yapmaya?” dedi.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Biri işletmiş olmasın? - Yok canım ne işletmesi ama anlamazlıktan geldim önce. Bunun üzerine “Sizin ihtişamlı giysiniz benim Hürrem’imi küçülttü. Ben rahatsızlığımla mı, bununla mı uğraşacağım?” demez mi? “Hiç üzülmeyin hanımefendi, siz sağlığınızla ilgilenin, ben gerekeni yaparım” dedim ve hemen Facebook’taki sayfaları kapattırdım.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Kusura bakma ama çok inandırıcı değil, neden böyle bir şey yapsın ki koskoca Meral Okay? - Benim şıklığımdan rahatsız oldu. Zaten bu olaydan sonra çok az yaşadı, cenazesi Bebek’ten kaldırılırken ben de gittim. Kinci minci olamıyorum, insanlara ziyan vermeden yaşadım hep.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Sahneye çıkmana kim ön ayak oldu? - Zeki Müren. Romalı ismini de o taktı zaten. * Vardır kesin onun da bir hikayesi. - Önce içime oturan bir şey var, onu anlatayım. Geçenlerde Rauf Tamer Bey benim için “Bu kadın hâlâ nasıl bu kadar genç ve güzel kalabilir? Bizim çocukluğumuzun vampıydı, filmlerde onun seksi görüntülerini görmek bizi heyecanlandırırdı” yazmış.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Neye kızdın ki, ne güzel şeyler yazmış senin için? - Her şeyine kızdım, çünkü bahsettiği kadın ben değilim. Peri-Han adında bir vamp kadın oyuncu vardı, 80 küsur yaşında ölmüş. Onun yüzünden başıma gelmeyen kalmadı. 386 filmde seksi, kötü kadını oynamış.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Saydın mı filmlerin hepsini? - Yok canım atıyorum. İtalya’dan yeni geldiğim günlerdi, yine o kadıncağızı hep benimle karıştırıyorlardı. Bir gün annem ve Zeki Bey’le oturuyoruz. “Roma’dan geldiniz, size Romalı Perihan diyelim, o zaman karıştırmazlar” dedi sanat güneşimiz. Zaten evi barkı, dostları Roma’da olan insan başka nereli olabilir?

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Romalı prensesin etrafında pervane olan erkekler de vardı tabii... Hangisi parmağına yüzüğü taktı? - O zamanlar Cemil İpekçi, Nişantaşı’nda oturuyordu. Bir gün Cemil, “Bir çocuk var, sana çok aşık” dedi. Adam şak diye geldi, bir baktım Erdem Mısırlı... Mısırlı Triko’nun, Narman apartmanın falan veliahtı...

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Ve Eros okunu fırlatır... - Ama o ok Erdem’e saplanmıştı sadece. Bana bu kadar aşık olan bir insan görmedim. Ne kaprisler yaptım; bir türlü vazgeçmedi. Sonunda “Sahneye çıkıyorum, birileri takılır peşime, hem annem de ailesini tanıyor” dedim ve gelin gittim onlara.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Peki nasıl bitti Mısırlı’nın Romalı aşkı? - Orasını anlatamam ama benimle ilgisi olmayan bir konudan yollarımızı ayırdık. 7 yıl sonra baktım olmayacak, elini sıktım ve ayrıldım. Yine hiçbir şey almadım. * En büyük ceza onları Peri’siz mi bırakmak? - Ben gururlu bir kadınım, para lafı konuşmam. Mesela son evliliğim...

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Prenses Süreyya olsun, Meral Okay olsun, Yılmaz Güney olsun bunlar şu anda bu söylediklerine cevap veremeyecek insanlar... Bundan rahatsızlık duymuyor musun? - Tabi ki bu insanları geri getirmek gibi bir şansımız yok ama söylediklerimi kanıtlayan fotoğrafları sizinle zaten paylaştım. Üstelik ben bu insanlarla “Bir gün bunları kullanırım” diye hayal kurarak da fotoğraf çektirmedim diğer sanatçılar gibi.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Neden yıllarca prenses olduğunu sakladın? - Millet açlıktan ölürken “Ben prensesim” diye ortalıkta dolaşamazdım. Diğer sanatçılar bir yerlere gelebilmek için çok emek verirlerken, ben evliliklerimden dolayı kraliçeler gibi yaşadım. Ama onların da bu yaşta non-stop çalışıp star olmaya çabalamalarını çok takdir ediyorum.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Onlar full-time’ken sen de part-time star mıydın yani? - Ben evliliğimle birlikte starlığımı da yürüttüm ama halk her şeyin doğrusunu biliyor. Bunun için yaşarken heykelimi dikecek kadar çok seviyorlar beni.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

* Kim yaptı bu heykeli? - Kıbrıs’ın Rum kesiminde, hayranlığını dile getirmek isteyen bir sanatçı... * Kil heykeltıraşın elinde güzelleşir, sen hiçbir estetisyenin ellerinde güzelliğine güzellik kattın mı? - Allah’a çok şükür hiçbir estetiğim yok.

İzzet Çapa, Romalı Perihan röportajı!

Bu magazin haberleri de ilginizi çekebilir: