Yolanthe Cabau'dan samimi açıklamalar!
- 31.01.2015 07:15
Yolanthe Cabau, yıllar önce Sneijder’in evlilik teklifini İstanbul semalarında nasıl kabul ettiğini anlattı. Eşinin transfer iddiaları hakkında konuştu, aldıkları yeni kararı açıkladı: Benim hiçbir etkim yok. Transfer konusunu sadece sorarsa söylerim. Artık üç haftadan daha uzun süre birbirimizden kesinlikle ayrı kalmayacağız. Hakan Gence/Kelebek
Oyuncu, tasarımcı ve Türkiye’nin ‘Milli Yenge’si. Yıldız futbolcu Wesley Sneijder’ın eşi Yolanthe Cabau... Onunla ilgili akıllarda pek çok soru var: Eşinin Türkiye’de futbol oynaması için o mu ısrar ediyor? Çocuğunu düşürdü mü? İlişkilerini nasıl yaşıyorlar? Uzun kamp süreleri aşklarını etkiliyor mu? Aklımızda bu sorular, yakında vizyona girecek ‘Polis Akademisi Alaturka’ vesilesiyle buluştuk ve cevapların peşine düştük.
Türkiye’de geçirdiğiniz iki yılı nasıl özetlersiniz? - Burada zaman çabuk geçiyor. Aynı zamanda çok da güzel... Wesley’le yaşadığınız aşk ülkenizdeki oyunculuk kariyerinizi bıraktıracak kadar büyük mü? - Evet. Wesley’e duyduğum aşk çok büyük. Ama hâlâ Hollanda’da oyunculuk kariyerime devam ediyorum.
Wesley’le evlenmeden önce futbolcuları seksi bulan kadınlardan mıydınız? - Hayır tam tersiydi. Sizi televizyon dizisinde oynarken görüyor. Ardından sürekli telefonla aramaya başlıyor. Bir adam telefonda bir kadını kendine nasıl âşık eder? - Karakteri olması gerekiyor. Tabii ne zaman, ne için aradığı da çok önemli.
Peki karşılaşma anı? - Kelebekler, kelebekler... Wesley’de neyi çekici buldunuz? - Her şeyini...
Çok kaçamak cevap oldu... - Gözleri ve karakteri diyeyim. Hayran olduğunuz ‘karakteri’ nasıl anlatırsınız? - Çok temiz kalpli, komik... Espri yapmayı da çok seviyor.
Romantizm? - Özel günleri asla kaçırmaz. Mutlaka elinde çiçek veya hediyelerle gelir. En romantik hareketi neydi? - Evlilik teklifi.
Ağzınızdan zorla laf alınıyor... Hadi anlatın biraz... - Bütün arkadaşlarımız ve sevdiklerimizle Dubai’de bir tatil planladı. Herkese de “Yılbaşında Dubai’ye gidiyoruz” dedi. Uçakta evlilik teklif etti. Özellikle havada bu teklifi yapmak istemiş. Kaybettiğim babama yakın olayım diye. İstanbul’un üzerindeyken evlilik teklifini kabul ettim. İstanbul’u o gün özellikle seçmemişti ama dört sene sonra bir baktık İstanbul’dayız.
Birbirinizi kıskanır mısınız? - Hayır güvenimiz sonsuz. Uzun süren kamp süreleri bu aşka sekte vurmuyor mu? - Tam da bu konuda yeni kararlar aldık.
Nedir o kararlar? - Artık üç haftadan daha uzun süre birbirimizden kesinlikle ayrı kalmayacağız. Uzun kamp sürecinden sonra Wesley’i nasıl sürprizler bekliyor? - Bazen iki hafta evde olmuyor. Öyle zamanlarda döndüğünde beni güzel bulsun diye özellikle hazırlanıyorum. Ona güzel görünmeyi ve onun için hazırlanmayı seviyorum. Bakımlı olmaya çalışıyorum.
Çocuk istiyor musunuz? - Evet istiyorum. Geçen günlerde ikinci kez tüp bebek denediniz. Ama olmadı. Bu süreç sizi nasıl etkiledi? -Bu haberleri nereden duyuyorsunuz bilmiyorum. Gazetelerden... -Acelemiz yok ama inşallah bir gün olacak. Allah ne zaman verirse.
Wesley’nin bir oğlu var. Onunla ilişkiniz nasıl? -Çok iyi anlaşıyoruz. İstanbul’a da sık geliyor. O da futbolu çok seviyor. Hatta Wesley buradaki evimizin terasına futbol oynayabilmeleri için bir alan yaptırdı.
Tasarım, oyunculuk ve fotomodellik yapıyorsunuz... Bir kartvizitiniz olsa önce hangisini yazdırırsınız? - Dört sene önce İtalya’da tasarıma hobi olarak başladım. Zamanla işim marka oldu. Ama sonuçta küçük yaştan beri oyuncuyum ve öyle yazdırırım. Evlendikten sonra “Öpüşmem, sevişmem” gibi kurallar koydunuz mu? - Hayır. Oyunculuk benim mesleğim. Eşimle bu konuya profesyonel bakıyoruz.
Film için dövüş dersleri almışsınız... - Evet. Gökhan Saki’den. Çok yakın bir arkadaşımız. Beraber birkaç çalışma yaptık. Karakterim Suzan, Türkiye’de yaşayan bir Amerikalı. Babası Adanalı, annesi Amerikalı. Polis Akademisi’nde dövüş dersi veriyorum.
Filmde Mehmet Ali Erbil’le oynuyorsunuz. Onun bel altı esprileri meşhurdur. Çekimler sırasında öğrendiğiniz en ağır küfür oldu mu? - Evet ondan çok küfür öğrendim. Ama burada söylemeyeyim! Kıvanç Tatlıtuğ ile fotoğraflarınızı sık sık görüyoruz. Nasıl bir ilişkiniz var? -Kıvanç bizim çok iyi arkadaşımız. Onu ailecek çok seviyoruz.
Türk halkı sizi çok sevdi. Bunun sebebi İspanyol genleriniz olabilir mi? - İspanyollar da Türkler gibi çok sıcakkanlı. Bu yüzden Türklerle iyi anlaşıyor olabilirim. ‘Milli Yenge’ sıfatından memnun musunuz? - Elbette. Gurur duyuyorum. Sosyal medyada artık Wesley’e ‘enişte’ demeye başladılar.
Eşinizin transfer olma ihtimalinden rahatsız olduğunuz ve Türkiye’de kalmak istediğiniz yazıldı. Wesley’nin kararlarında ne kadar etkiniz var? - Wesley kararlarını kendi veriyor. Benim hiçbir etkim yok. Sadece sorarsa söylerim. Ama ikimiz de Türkiye’yi çok seviyoruz.
Seksi olmak için kendin olmak demek. Sadece kendin ol yeter. Güzellik hayattaki en önemli şey değil ama iyi görünmeyi seviyorum. Bakımlı bir kadınım. Güzellik sırlarımı, tavsiyelerimi paylaştığım bir de internet sitem var.
Oyuncuların “Biz kalabalık ailede büyüdük” geyikleri Yolanthe Cabau’nun ailesine bakınca solda sıfır kalıyor. Onlar sekiz kız, beş erkek; tam 13 kardeş. Annesiyle babasının anlaşmazlığı ayrılıkla sonlanmış. Annesi yedi kardeşini alarak vatandaşı olduğu Hollanda’nın yolunu tutmuş. Cabau “Biz annemle Hollanda’da yaşadık.
Babam İbiza’da” diye anlatıyor ve ekliyor: “Ben onu sık sık ziyaret ettim.” Bu süreçte Yolanthe Cabau ve ailesi dedesinin yanına yerleşmiş ve kardeşleriyle küçücük bir odanın içinde yaşamaya başlamışlar. “Peki anneniz bu kadar çocuğa nasıl baktı” diye soruyorum. “Annem çok çalışkan ve yardımseverdi” diyerek anlatıyor: “Hem bütün kardeşlerime baktı, hem çalıştı. Turist rehberliği yapıyordu. Hem de komşularının, arkadaşlarının yardımına koşardı.”
Oyunculuk macerası çocukluk yıllarına uzanıyor. Gittiği kilisede Noel’de İsa’nın doğumunu canlandırmak ve orada ‘Meryem Ana’yı oynamak en büyük hayaliydi. Sonuçta başaramadı. Ama annesi bu ilgisini fark etti. Onu oyunculuk ajanslarına yazdırdı. İlk reklam filmi Hollanda’da yayınlandı. Sonra da okulu bırakıp bu yönde devam etti.
Cabau’nun 16 yaşında iki sene oynamışlığı da var. Wesley sayesinde işin tekniğini de kapmış. Çünkü evde futbol izlerlerken Wesley maçı detaylı detaylı anlatıyormuş. Yolanthe yine de bazen eşine onun erkek arkadaşlarından biri olmadığını hatırlattığını vurguluyor.
* Nişantaşı’nı çok seviyorum. Evimize çok yakın. Trafikte kalmadan yürüyerek çıkıyorum. * Yemek için de sık sık Sunset’e gidiyoruz. * Wesley’le evde beraber yemek yapmayı ve yemeyi seviyoruz. * Film izleyip oyunlar oynamak bizi mutlu ediyor. * Etrafımdaki insanlar beni her zaman neşeli buluyor. Bence hayata gülümsemek lazım. * Her zaman pozitif olmakta fayda var.