Barbara Palvin: Kıvaaannnççç!!! Süper cool biri!
- 15.09.2013 08:37
Victoria Secret’ın son gözdelerinden Barabara Palvin, Hüriyet'ten Sibel Arna'ya röportaj verdi. İşte o röportaj:
Victoria Secret’ın son gözdelerinden Barabara Palvin, Kıvanç Tatlıtuğ ile birlikte kamera karşısına geçti. 20 yaşında ‘kedi’ lakaplı top model partnerini öve öve bitiremedi: “Hem yakışıklılık hem cool’luk. Bu kadar da olmaz ki!”
Futbol oynayan bir çocukmuşsunuz. Erkek gibi miydiniz? - Futbola bayılıyorum, çocukken çok oynardım. Ama hiçbir zaman erkek gibi olmadım, olamam zaten, tam tersi her zaman fazla cilveliydim.
13 yaşında, Budapeşte sokaklarında keşfedildiniz... - Evet. Arkadaşlarımla alışverişe çıktığım sıradan bir gündü. Sokakta yürürken yanıma bir adam geldi ve bir süre beni inceledi. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken “Model olmak ister misin?” diye sordu. Ve hemen sonra kendimi moda dünyasının içinde buldum.
Yıldızınız tam olarak ne zaman kimin sayesinde hangi olaydan sonra parladı?
- 2006’daki ilk dergi çekimimden sonra markaların dikkatini çekmeye başladım. Ama kariyerimdeki dönüm noktalarından biri ilk kez podyuma çıktığım 2010 Milano Moda Haftası’ndaki Prada defilesiydi. Armani Exchange kampanyası, L’Oreal’in yüzü olmam ve tabii Victoria Secret defilesi… Hepsi müthiş birer deneyim.
Rus model Natalia Vadionava ile karşılaştırılıyorsunuz. Sizce de benziyor musunuz, onu nasıl bulursunuz?
- Birilerine benzetilmekten pek hoşlanmıyorum. Sadece kendim olmak, Barbara Palvin olarak yaptığım işte başarılı olmak benim için en önemlisi. Ailem benimle gurur duysun istiyorum. Bence herkes kendi gibi olmalı ve hep kendini geçmeye çalışmalı. Moda dünyasında kendi çizdiğim yolda, adımın en iyi işlerde yer alması için çalışıyorum. Tabii ki işlerini beğendiğim ve takip ettiğim modeller var. Natalia Vadionava da bunlardan biri. Diğer favorim ise Kate Moss.
Modelliğe başladıgınızda sıfır bedene yakınmışsınız. Sanıyorum şimdi biraz kilo aldınız. Hangi halinizi daha çok seviyorsunuz? - Kesinlikle şimdiki halim. Hafif kıvrımlıyım ve çok mutluyum. Kemikler fazla ön planda olunca kadın cazibesini yitiriyor bence.
Formunuzu nasıl koruyorsunuz? - Düzenli olarak pilates yapıyorum. Kasları uzatıyor ve daha estetik bir görüntünüz oluyor. Herkese öneririm.
Beslenme ile ilgili bize bir sır verir misiniz? - Tüm bir süt çocuğuyum, süte bayılıyorum. Her gün mutlaka içerim. Süt cildimin iyi görünmesini ve kendimi her zaman dinç ve enerjik hissetmemi sağlıyor.
Evlenip anne olmak istiyor musunuz?
- Şu an için çok erken ama ileride anne olmak istiyorum. Bir kızım, bir oğlum olsun istiyorum. Kızımın oğlumdan büyük olmasını da isterim. Hatta isimleri bile şimdiden belli. Ama şu an söyleyemem.
Sürekli seyahat halindesiniz ama hangi ülkelerde kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz? - Amerika ve Macaristan benim için vazgeçilmez. Dediğiniz gibi bazen aynı günde dünyanın iki ucunda oluyorum. Bu çok güzel bir şey ama evimi de hep özlüyorum.
Türkiye ve İstanbul deyince aklınıza neler geliyor? - Daha önce sadece bir çekim için Çeşme’de bulunmuştum. Mükemmel bir yerdi. İnsanlar çok sıcakkanlı ve samimi. İstanbul’u da hep çok merak ediyordum, hakkında bir çok güzel şey duydum. Umarım en kısa zamanda bu harika şehri görme şansım olur.
Bir reklam kampanyası için Kıvanç Tatlıtuğ’la birlikte rol aldınız. Çekimler nasıl geçti?
Kıvanç’ı nasıl buldunuz? - Kıvaaançççç!!! Sadece iyi bir oyuncu değil, süper cool bir adam. Birisiyle aynı sahnedeyseniz size ne kadar destek verdiği, yardımcı olduğu çok önemli. Kıvanç tam da böyle bir partner oldu benim için. Çok iyi anlaştık ve işten çok keyif aldık. Profesyonelliği ve özgüveni başarısını da açıklıyor.
Çekim öncesi Kıvanç’ın fotoğraflarından aldıgınız ilk izlenim nasıldı, tanıdıktan sonra nasıl biri oldugunu düşündünüz? - Yakışıklılık benim için her şey değil. Ama Kıvanç çok kibar, akıllı ve eğlenceli biri. Bu özellikler biriyle çekim yaptığınızda daha da önemli. Yani onda her şey var.
Biz ülkece onun yakışıklılığını yerlere göklere sığdıramayız. Siz nasıl buldunuz? -Ne diyebilirim ki! Çok haklısınız.
Barselona’da çekilen reklam filminin senaryosunu Ali Taran yazdı. Yönetmeni Cemal Alpan. Film 17 Eylül’de gösterime girecek.
