Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Güzel oyuncu Beren Saat Hürriyet'ten Hakan Gence'ye konuştu... Bir süre ekranda olmayacaktınız. Ne oldu? - Rol çok cazip geldi. Monte Cristo Kontu uyarlaması. Karakterin gerçek adı ‘Derin’. Babasının üzerine bir suç yıkıp ölümüne sebep olan insanlardan intikam almak için ‘Yağmur’ adında sahte bir kimlikte geri dönüyor. Yani oynadığım karakterin içinde başka bir karakter daha var. Oyun içinde oyun. Karakterin bu ikiye bölünme hali beni zorluyor. Projeyi kabul ederken de iştahımı kabartan buydu

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

‘Derin’ mi ‘Yağmur’ mu daha çekici? - Birbirinden ayırmak ne kadar doğru bilmiyorum. Beden dilimi, ‘Derin’ olduğum yılları oynarken biraz daha içine kapalı ve maskülen, ‘Yağmur’ olduğum yıllarda daha dışa dönük, özgüvenli ve feminen kurmaya çalışıyorum. Bütün bu çelişkileri beraber sahipleniyorum. Çünkü ortak paydaları yalnızlık ve aidiyetsizlik.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

‘İntikam’ dizisi bir uyarlama. Bu fikir başta sizi tedirgin etti mi? - Disney’le ortak yapılması ve Kanal D’nin iç yapımı olması, işin prodüksiyonel kalitesi açısından tatmin edici olacağının garantisiydi. Kararımı verebilmem için en önemlisi senaryonun adapte edilebilmesiydi. Karakterlerin ve ilişkilerin Türkleşebilmesi. Bütüne bakınca kişilerle ilgili kararların çok doğru verildiğini hissediyorum. Dizide ana hikayeye ve bölüm hikayelerine sadık kalarak değişiklikler yapılıyor.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Ciddi dövüş sahneleri var. Aranız var mıdır? - Hayır… Ne yapacaksınız peki? - Genco Ülgen ve ekibinden eğitim alıyorum. İlk 10 bölümden sonra ciddi dövüş sahneleri ve koreografiler göreceksiniz. Birini yere serebilir misiniz? - Hedeflere tekme, yumruk çalışıyorum. Tekniğini öğreniyorum, vücudumun güçlendiğini görüyorum. Yalnız sinemasal dövüş koreografileri öğreniyorum, birini dövmeyi değil!

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Peki gerçek hayatta da intikamcı biri misiniz? - Yok, intikam alacak kadar öfkeli biri değilim. Sadece sert ve soğuk davranırım. O dürtüyü nasıl bastırırsınız? - Tepkisizleşirim. Benim ya da sevdiğim insanların canını yakan kişiyi hayatımdan çıkarır ve ilişkimi keserim. Geri dönmek istese de hayatıma sokmam yanıma yaklaştırmam.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Saçlarınıza dokundurmaz hatta boyamazdınız. Boyanmış, rengi açılmış. Ne değişti? - Kimlik değiştiren birini oynarken fiziksel değişim şarttı. Oynadığın karakterin parçası olduğu sosyal sınıf bu değişimi gerektiriyor. Dizilerde insanlar köylü, kasabalı kızları fönlü, maşalı saçlarla oynamaya alıştılar

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Sizce kariyerinizde güzelliğin etkisi ne? - Güzellikten öte; kameranın sevdiği, duygularını çekmeyi kabul ettiği gözler var ve ona sahip olmak bir şans. Siz o şansa sahipsiniz… - Evet. Tabii güzellik de bulunduğum alan için önemli. Ama dediğim gibi çok güzel biri kameranın karşısında şanslı olmayabilir. Yaşadığım bedeni seviyorum, olabildiğince iyi bakmaya çalışıyorum, kendimden mutluyum ama “ne şahane” denecek güzellikte bir kadın da değilim.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Yorumlara takılıp asla böyle sahnelerde oynamam dediğiniz oldu mu? - Dünyayla kıyasladığınız öyle çok da atla deve sahneler çekmiyoruz. Sadece bizim için cesur sahneler bunlar. Doğru insanlarla çalışınca gereğine göre davranıyorlar ve büyük sıkıntılar yaşamıyorum. Adı ‘Yasak Aşk’ olan bir iş çekiyorduk, cinsellik önemliydi. Yasak aşkı çekerken sevişme sahnesinin olmaması bence daha tuhaf. Kadın suistimal edilmediği sürece benim içim rahat.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

‘Elle’ dergisi için yaptığınız çekimlerde makyaj olmamasının sebebi bu mu? - Dergilerde “bu o muymuş” dediğim bir sürü kapak görüyorum. Çok iyi bildiğim yüzler bile kendileri gibi değiller ve bu beni sinir ediyor. Yedi sene önce kaşım ve burnumla oynadılar. Bir daha kapak çekimi yapmadım. O projeyi de hem makyajsız kapak fikri hem de sosyal bir fayda sağlanacağı için kabul ettim. Kapakta kullanılmak üzere şu an üzerimde olan tişörtü tasarladık.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Muhteşem Yüzyıl’a ve diğer dizilere devlet müdahalesine nasıl bakıyorsunuz? - Kuvvetler bu kadar mı ayrılmamalı? Bilemedim. Bu ülke, bir gün kanaat hukukuyla yönetilirse mutlu olacak mıyız, göreceğiz. Huzurla işlerimizi yapabiliyor olacak mıyız? Ya da yıllar sonra otosansür tercihlerimize dönüp bakınca kendimizle hala gurur duyuyor olacak mıyız? Düşünmek lazım. Kurmaca bir tv dizisi, bir köşe yazısı ya da bir karikatür neden bu denli önemli olsun ki!

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Peki hayatınızda siyasetin yeri ne kadar? - Birilerinin adıma aldığı kararları tabii takip ediyorum. Çok negatif duygulara kapıldığım zamanlarda mesafem biraz artıyor. Türkiye’de yaşayıp burada oyunculuk yapmaktan memnun musunuz? - Evet… Başka ülkelerle kıyasladığımda bazen “Bu haksızlık, başka ülkede şu işi yapıyor olsaydım başka türlü olurdum” dediğim olsa da, “daha doğuda, başka bir müslüman ülkede yaşıyor olsaydım zaten bu mesleği yapamayacaktım” diye düşünüyorum.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Kendimi hiç çok önemsemedim 28 yaşındasınız. Genç yaşta şöhretle nasıl başa çıkılır? - Hiçbir zaman kendimi çok önemseyen biri olmadım. Ayrıca kendimle ve yaptığım saçmalıklarla da çok dalga geçerim.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Oyunculuğa bu kadar bağlanmak şizofrenik bir durum yarattı mı? - Oyunculuğun akademik eğitimini almadım. Ağlama ya da kahkaha krizi oynamak için bir yol bulmam gerekiyordu. Elimde duygularımdan başka bir malzeme yoktu. İlk zamanlar kimyam karıştı, biraz kontrolü kaybettim ama geçti.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

İşleriniz hep yüksek reyting alıyor. Sizce nedir bunun sırrı? - Televizyon için oyuncu, yemeğin sosu. İştah açar, lezzet arttırır ama tek başına doyurmaz. Oyuncular için bir yılda dengelerin değiştiğini görüyoruz; parlak bir projenin üzerine tutmayan bir iş gelebiliyor. Her an benim başıma da gelebilir. Hazırlıklıyım.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Akıl hocanız kim? - Genelde kararlarımı tek başıma veriyorum ve seçimlerimde duygusal davranıyorum. Önce senaryoyu okuyor, üzerine bir GECE uyuyorum ve ertesi gün ne hissedersem onu yapıyorum. Ama bu proje özelinde Kenan ilk günden beri çok yanımda.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Birlikte mi izlediniz? - Evet. İzlemeye devam ediyoruz da. Türkiye’nin kadın starı olarak anılıyorsunuz. Genç yaşta böyle bir patlamayı bekliyor muydunuz? - İlk yıllarımda “Televizyon için olgunluk yaşları vardır. Belli bir yaştan sonra başrol oynarsın” diyorlardı. Peki sonra bu söylenenler nasıl yıkıldı? - Karşıma Tomris Giritlioğlu çıktı. 20 yaşımda yüksek reytingli bir dizide başrol oynamaya başladım. Evet, normalden biraz hızlı gitti.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Yani hayaller gerçek mi oldu? - Hep “hayat bana hayal bile edemeyeceğim şeyler versin” diye dileklerde bulunurum. O yüzden canımı acıtırken sert gelse de çoğu zaman hayal bile edemeyeceğim gibi oluyor.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Ekranın kadın ‘star’ı denirken siz kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? - Sıralamalar yapmaktan hoşlanmıyorum ama evet popülerim, popülerleştim. Yalnız ‘star’ kelimesini başkaları gelip yakanıza takar. Ben henüz kendim için kullanamıyorum. Yola ünlenmek için değil oynamak için çıktım. Çocukluğumdan beri hayalim buydu.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Eğer oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz? - İşletme okuyordum. Muhtemelen ofis kadını olacaktım! Kendimi anlatmaya ihtiyacım yok bunun konforunu yaşıyorum

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Türkiye’nin en çok konuşulan ama en az konuşan kadını olarak anılıyorsunuz. Neden röportaj vermiyorsunuz? - Sinemaya bir iş yaptığınızda duyurmaya daha çok ihtiyaç olabiliyor ama televizyon projeleri zaten insanların evine gidiyor. Bir de kendimle ilgili “Bakın ben bunu yapıyorum, bunu da yapıyorum” diye kapı kapı gezip anlatmaya ihtiyacım kalmıyor ve bunun konforunu yaşamayı seviyorum.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Dışarıdan cool ve snob bir duruşunuz var... - Bilmem öyle mi? Peki ruh haliniz nasıldır? - Değişkenim, modumun çabuk değiştiği zamanlar oluyor. Neler değiştirir modunuzu? - Bilmem. Kolay değişir. Neşeliyim de melankoliğim de... Tek bir şeye indiremiyeceğim kadar değişken biriyim.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Hadi o klasik soruyu sorayım: Hayat mottonuz var mı? - Kendime sık sık “Herkes hak ettiğini yaşar” diyorum. Bu yüzden insanlara hakettiği gibi davranmaya çalışıyorum. Böyle olunca onlardan da pozitif geri dönüşler alıyorum. Aslında sanatı bilsin bilmesin her insanın kendi sanatını yaptığını düşünüyorum.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Nasıl yani? - ‘Başrol olmak’ denen fikirden yola çıkarsak herkesin kendi hayatının başrolü olduğu fikriyle çok barışığım. Saygılı davranmaya çalışıyorum ve bu sayede rahat ediyorum.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

HİÇKİMSENİN GÖZÜNÜ OYMAK İSTEMİYORUM Çok dostunuz var mı? - Her şeyini sansürsüzce anlatabileceğin kaç dostun olabilir? Ruhunu çıplaklığıyla gösterebileceğin, yanında bağıra bağıra ağlayabileceğin insanlar dostundur. O yüzden fazla kalabalık değiller.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Belçim Bilgin ve Esra Dermancıoğlu gibi yakın oyuncu dostlarınız var. “Sanatçıdan dost olmaz” derler. Sizde tam tersi mi işliyor? - Evet. Bu sloganla büyüdük ama biz dostluklar kurabiliyoruz.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Gazetelere yansıdığı gibi yeni nesil kadın oyuncular arasında rekabet yok mu yani? - Bizim kuşakta rekabet sadece profesyonel anlamda var. Ben hiç kimsenin gözünü oymak istemiyorum. İçimde hiç öyle bir dürtü yok. Özgü’yle (Namal) röporajında adım geçmiş, ben de çekinmiyorum aynısını söylemeye: “Severim Özgü’yü, tatlı ve yetenekli kadındır!”

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Biraz önce “bağıra bağıra ağladığımda kız arkadaşlarım yanımda olur” dediniz. Çok ağlar mısınız? - Evet, hem çok ağlar hem çok gülerim. Beni her şey ağlatabilir. Mutluluktan da çok ağlarım! Steril bir hayat yaşadım. Sporcu bir anne-babanın kızı olmak hayatınıza nasıl yansıdı? - Disiplini iyi öğrettiler. Hayata o noktadan bakan insanların çocuğu olmanın faydası büyük. Bedenimi çalıştırmam konusunda hep teşvik ettikleri için şanslıyım.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Siz oyuncusunuz, Kenan Doğulu müzisyen. Evde sürekli oyunculuk ve müzikten bahseden sıkıcı bir hayatınız mı var? - Yok canım; neden sıkıcı insanlar olalım? Beraber çok eğleniyoruz. Zaten kim sadece iş konuşur ki? Tek notaya basarak yaşayan insanlar olmamız söz konusu değil.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Sürekli çıkan “Kaçtılar, yakalandılar” haberlerini birlikte okurken nasıl tepkiler veriyorsunuz? - Üzerine yazılacak hiçbir şey bulamayınca uydurulan yalan haberlere üzülüyoruz. Ama onun dışındaki haberlerle hepimiz dalga geçiyoruz. Küçücük bir şeyin çok büyümesi üzerinden şakalar yapıyoruz. Kenan’la magazin programları dublajlarının taklitlerini yaparak gülüyoruz: “Ünlü popçu ve güzel oyuncu” diye seslendiriyoruz.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Bu yaz Kenan Doğulu’nun konserinde bir kere göründünüz. Sonra hep kulisteydiniz. Çıkan haberler yüzünden mi? - Evet artık koltukta oturmayacağım. Konserdeki o resimler yeni albümdeki en sevdiğim şarkı çalarken çekilmiş. Ellerim havada tempo tutuyorum. O GECE şarkı ilk kez söyleniyor ve orada şarkıyı bilen orkestra dışında tek benim. Diğer insanlar şarkıyı bilmedikleri için duruyorlar. Sonra kocaman resimler çıkıyor. Bir daha olsun istemiyorum bu yüzden kulisten çıkmayacağım.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

En sevdiğiniz şarkısı hangisi? - Bu albümünde ‘Aşka Türlü Şeyler’ ve ‘Hayırdır İnşallah’. Size yazılan var mı? - O kadarını söylemem artık! Bunu albümün sahibi cevaplar!

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Peki birbirinizi besliyor musunuz? - Bilmediğiniz bir alanda size bir şeyler öğreten birinin varlığı güzel bir şey. Senin seçemeyeceğin bir filmin DVD’sini seçen ya da senin hiç bilmediğin bir müzisyenin albümünü koyup dinletecek birinin varlığı iyi bir şey. Bu sadece aşk ilişkisi için geçerli de değil.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

“Starlar evlenince hayranlarını kaybeder” derler. Sizin evliliğe bakışınız nasıl? Buna inanmıyorum. Neye göre, kime göre bu kurallar? İçinden nasıl geliyorsa, kim ne istiyorsa o formatta yaşamalı. Benim seçimime gelince... Türkiye’nin evlilik dışı çocuk doğurulacak bir ülke olduğunu düşünmüyorum.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Kaç çocuk olsun? - Kızım olsun istiyorum ama erkek çocuk da istiyorum! Bir ondan, bir ondan mümkünse.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Dizileri perşembe akşamları yayınlansın ister: Öyle totemlerim yok.Ona menajeri bile ulaşamaz. Sadece mesajla cevap verir: Gerektiğinde tabii telefonla konuşuyorum ama ben yazmayı daha çok seviyorum. Mesajlaşmayı tercih ediyorum.Bir dergi önüne dünya haritasını koyuyor. Nerede ve nasıl istersen çekim yapacağız diyorlar ama yine de ikna edemiyorlar: Beni kimin, nereye götürdüğüyle bu işlerin ilgisi yok. Örneğin son dergi röportajımda bana bir proje sundular. Fikirle alakası var.

Beren Saat: Herkes kendi başrolünde!

Dizi partnerlerini Beren Saat seçer: Cast çalışmalarına senden başlandığı için devam eden süreçte yapımcınla duygularını paylaşabiliyorsun. Doğru insanlarla çalışınca zaten doğru cast’ın bir parçası oluyorsun. Ama bugüne kadar hiçbir oyuncu için istemem demişliğim

Bu magazin haberleri de ilginizi çekebilir: