Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Kelebek'ten Onur Baştürk, Cem Yılmaz ile New York'ta buluştu ve kendisiyle röportaj yaptı... İşte o röportaj...

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

New York Soho House'da buluştuğumuzda hakkında çıkan haberlerden dolayı dertli bir yorgun savaşçı gibiydi. Tamamen zırva olduğu anlaşılan "pilot dövme" olayı, yeni filmle ilgili çıkan "Komikti, değildi, gişede iki seksen" yorumları ve son olarak Amerika'daki gösterisinin ilgi görmediği iddiası... Hepsiyle ilgili konuştuk ama en çok aklımda yanıtlarından biri şuydu Cem Yılmaz'ın: "İnsan olağan haliyle özgür hissetmeli".

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

New York'taki Lincoln Center'da akşam sekiz civarı...

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Cem Yılmaz StandartCY adlı gösterisi için sahneye çoktan çıkmış bile. Ama insanlar hâlâ akın akın geliyor.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Yerlerini arayanlar, yerleşmeleri uzun sürenler...

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Ben ise elimdeki alkollü içkiyle salona girme derdindeyim! Saklıyorum ama nafile. Azimli görevli elimdekini görüyor, "Lütfen" diyor, "Salonda yasak". Öflüyor pöflüyorum, ama çok geç. Karşımdaki kadın öyle gardiyan ki, neredeyse beni kırbaçlayacak.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Bu arada Cem Yılmaz sahneden seyirciye laf atmaya devam ediyor, "Amcacım sizi şöyle alalım" diyor ya da yerinden kalkıp başka bir koltuğa geçen seyirciye, "Yerini beğenmedin galiba".

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Sonunda herkes oturduğunda, "Geliyorum az sonra" diyor Cem Yılmaz. İki dakika sonra salonu tıka basa doldurmuş seyircinin alkışlarıyla gösterisine başlıyor.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

100 dolarlık bilet fiyatlarına değiniyor önce, "Biletler pahalı değil arkadaşlar, salon pahalı, napalım" deyip herkesi güldürüyor. "Valla bu gösterilerden çok kazandığım doğru değil, yarısını alıyor bu Amerikalılar!" itirafını yapıyor.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Ardından eline bir Dunkin Donuts alıp "Kulisi donatın dedim, bunu anlamışlar" diyor. 10 saniyede bir kahkaha atıyor salon. Meğer Cem Yılmaz kadar salonu izlemek de keyifliymiş.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

"Meğer" diyorum, çünkü itiraf ediyorum, bu benim ilk Cem Yılmaz stand-up'ı deneyimim! Daha önce denk gelmedi, hiç canlı izlemedim. Merak da etmedim.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Sonra bir gün gösterinin DVD'sini izledim. Dedim, güzelmiş yahu. Sadece yeni gösterisini izlemekle yetinmedim tabii Cem'in. Ertesi gün buluştuk; Meatpacking civarında dolaştık, vıdı vıdı konuştuk, yılladır New York'ta yaşayan Ayhan Kimsesizcan sağ olsun nefis kareler çekti. Yani iyi oldu, şık oldu, ara ara komik oldu (hani hep komik bir şeyler bekleniyor ya ondan). Şimdi buyrunuz o konuşmaya...

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Gösterinde Amerikalı Türkler'e dair espriler çok iyiydi. Green Card olayı, beyin göçü, dil okulu ve tabii "Size şu anda Türkiye'den nasıl bakıyorlar biliyor musunuz? Hepiniz birer potansiyel iPhone 6'sınız!" deyiş

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

- Ya bana buralarda bir gün gezmek bile yetiyor. Aslında bir ay kalsam daha neler çıkar biliyor musun? Ama biraz tembelim. Çok içine kapanık bir üretim sürecim var

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Neden öyle? Ben Cem Yılmaz olsam New York'tan bir ev satın alır, her yıl bir ay kalırım! Bu kadar zor mu? - Ben biraz cimriyim (gülüyor). Vaktim olmuyor be abi! 2002'deyken 2004'ü düşünüyorum.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Bir tane reklam filmi de çekmeyiver... - Ama onlar da çok güzel. Çok emek sarfediyorum. Sadece kravatı takıp oynamıyorum ki. İşin her aşamasında bulunuyorum. Reklam kampanyasında benden sadece "bir ünlüyü reklamda kullanma" performansı beklenmiyor. Toplantılara katılıyorum, yaratım sürecine ortağım, dekor nasıl olmalı konuşuyorum. Sahipleniyorum.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Bir yandan da tembelim diyorsun... - Şöyle tembelim: Mesela Woody Allen 80'ine yaklaştı ama o kadar verimli bir adam ki... Çok yazıyor, çok notu ve tespiti var. Ben o konuda tembelim.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Anlatmak insanı tembelleştiriyor! Dün geceki gösteride mesela şunu anlattım ya: "Bugün New York'ta alışveriş yaptık, bir sürü large don aldık. Otele gelip donları bir açtık ki, hepsi Amerikan porsiyonu gibi, birer Batman pelerini." Şimdi bu anlattığımı karikatüre dönüştüreyim desem altı saat düşünüp çizmem lazım. Anlatmak o kadar şımarık bir şey ki, yaşadıktan sonra anında aktarabiliyorsun. Filme dönüştürmek ise bırak altı saati, bir yılı alıyor.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Gösteride evlilik ve çocuk sahibi olmakla ilgili anlattığın tespitler de çok iyiydi. "Çocuk çok bencil yaratık" dedin, bir de "Evliliği hep kadın ister, erkek sürüklenir gider, kendini bir anda düğünde halay çekerken bulursun. Sonra üçlü kanepede daha iyi anlaşmaya başladın mı boşanırsın"... Bunlarla ilgili bir film çok güzel olurdu aslında.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

- Doğru, bunlar Türk Sineması'nda pek yok. Sadece Tolga Örnek'in geçen yıl bir filmi vardı. Bir çiftin çocuk sahibi olmasıyla alakalı. İncelikli bir işti.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Tarkan düğününde gerçekten yerlerde süründü mü? Gösteride öyle dedin... - (Gülüyor) Yok, sürünmedi. Gösteride anlatırken biraz abartı oluyor tabii. Ama şarkı söyledi düğünümde, sağ olsun. Ya düğünüm o kadar iyiydi ki, bir daha yapabilirim! Ahu'ya söyleyeyim. O kadroyu toparlayabilirsek tabii.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Yine gösteriden unutmadığım bir cümlen: "Magazinde hakkımda çıkan haberlerin yüzde 99'u yalan". - Ama gerçekten öyle!

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

O konuda içini dök istersen. - Sen gezen bir adamsın. Ne sıklıkla beni GECE dışarıda görüyorsun, doğruyu söyle?

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Valla bir hafta önce gördüm! - (Gülüyor) Her zaman değil ama. Çünkü dışarda rahat edemiyorum. Russell Crowe İstanbul'a geldiğinde bana hava atmıştı. "Sizin İstanbul'da işiniz zor, Sidney daha medeni. İstediğim yere rahatça girip çıkabiliyorum" diye.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

The "Water Diviner" çekimleri için oraya gittiğimizde hep beraber mahalle arasındaki bir pub'a gittik. İki bira, iki fıstık filan... Baktık cidden çok rahat, konforlu. Derken bir sarhoş grubu geldi ve olay bitti! Russell'a gelip, "Abi Gladyatör'de çok iyiydin" dediler.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Şovun sırasında seyircilerden biri aniden "Türkiye değişti" diye bağırdı ya. "O zaman gel, değiştiyse orada hep beraber bir şeyler yapalım" diye yanıt verdin. Şık bir yanıttı. Peki sence Türkiye değişti mi?

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

- Elbette. Bizim memleketin olumlu tarafı da bu, olumsuz tarafı da... O kadar çabuk değişiyor ki! Devamlı bir tansiyon var. Bazı insanlar çok kural olunca sevmiyor, ama kural iyidir.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Bak mesela, açıkhavadayız ama şu brandanın altındayız diye sigara içemiyoruz, iki adım ötede içebiliyoruz ama. Bunun gibi... Türkiye'de ise her şey devamlı yıkılıp yıkılıp yeniden yapılıyor. Bu da aşırı bir yorgunluğa neden oluyor. Eşitlik, özgürlük, medeniyet gibi kelimeler de anlamını yitiriyor. Herkes ileriye bakıyor, ama hangi yöne?

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Kendini özgür hissediyor musun Türkiye'de? - Elbette değil, hissetmiyorum. Allahtan benim bir alanım, alanlarım var. Oysa insan olağan haliyle özgür hissetmeli. Bunun için illa kahramanlık yapmasına gerek kalmamalı. Senin doğal hakkın olmalı...

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Nedir lan, savaş şartlarındaki gibi devamlı mücadeleyle hak elde etme meselesi? Bana hiç medeni gelmiyor! Dediğim gibi, kuralı severim ama kuralların da çok iyi düşünülmüş olması lazım. Medeniyetin ölçüsü bu. Sebebi sosyolojiyle, ekonomiyle, pozitif bilimlerle açıklanmış kuralları kabul ederim. Bu ülkede insanlar birbirlerine karşı çok hoyrat.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

En belirgin özelliğimiz bu. Çünkü fikrin dövüşerek kazanıldığını düşünüyoruz. Ben bu dövüşme meselesini üç yaşından beri anlamlı bulmuyorum. Üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek... Bu kısmını halledersek sonra düşüneceğiz, o üzümden şarap mı yapalım yoksa şıra mı? Dinamik bir memleket olması çok iyi, ama bağcıyı dövme, dövmeyelim

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Central Park'la ilgili esprin de yerindeydi: "Kocaman parkınız var ama bir şeyi eksik. Hiç TOMA'sı yok. Bizim g.t kadar parkımız var, 22 tane TOMA bekliyor, naber?" dedin.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

- O kadar belirgin bir sembol ki, laf etmeden duramadım! Düşünsene, şu anda hepimiz dünyanın rantı en yüksek şehrindeyiz. Ama onların aklına o parka bir şey yapmak gelmiyor. Bu yüzden Amerikalıları çok ayıpladım! Gidecek çok yolları var. Gerçekten ekonomiyi hiç bilmiyorlar. Bak, birkaç yıl önce batmalarının nedeni de bu (gülüyor)

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Gezi'yle ilgili bir şey söylemek ister misin? - Patlama işte! Ne olabilir? Benim tanıdığım birçok insan birey olarak çok rencide olduğu için reaksiyon gösterdi. "Ama Gezi'de bilmediğiniz çok şey var" kısmına ise pek inanmıyorum. Madem öyle, birinin de o bilmediğımiz şeyleri çıkıp anlatması gerekmiyor mu? Bilelim o zaman...

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Fikri ne olursa olsun herkesin kabul edebileceği şeyler var: Nezaket, fikri anlama çabası... Gezi sürecinde "Ben nazik miyim? İnsana önem veriyor muyum?" sorgulamasını yaşadık. Onun dışında siyaset, politika o kadar sıkıcı ki...

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

"Pek Yakında" filminde o eski zamanların masumiyetine özlem var sanki. Her fırsatta Yeşilçam'daki Arzu Film ekolünü çok sevdiğini zaten söylüyorsun. Peki sence şu an öyle bir masumiyet var mı? Ya da o masumiyeti özlüyormuş gibi mi yapıyoruz?

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

- Özlemek meselesiyle ilgili çok da romantik değilim. Günahıyla, sevabıyla hatırlamak daha anlamlı. O dönemin kendine göre şartları vardı. Esas gerçek şu: Abi nasıl yapıyorlardı o filmleri? Mesela Şener Şen'den duyuyorum, "Arzu Film sırasında yemeklerimiz çok iyiydi" diyor. "Bir aşçımız vardı ki" diye anlatmaya başlıyor.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Belki de yemekler çok etkiliydi filmlerin iyi olmasında, bilemem. Bir de şu var: Filmimdeki o nostaljik karakterlerden bazıları doğruyu söylemiyor, sürekli bahaneler uyduruyor, "Enis Fosforoğlu'na sözüm vardı, yapacaktık yapamadık" gibi. Gerçeğini anlatsana. Ben o kısmındayım. Kuru bir nostalji yapıp "Ya ne günlerdi" demek değil amacım. Çünkü yalan da çok var. Hatıranın içindeki yalanlar..

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

BAKANLIK DESTEĞİ ALACAĞIMA MARKA SPONSORU ALMAYI YEĞLERİM İnsanlar diyor ya "Filmin bazı yerlerinde ürün yerleştirme var, bence çok kötü" diye. Oysa bu saflığı bozmakla ilgili bir durum değil, gerçekle ilgili bir konu. James Bond Aston Martin arabasına atlayıp gittiği zaman "Hiç yakıştıramadım" diyor musun? Zaten Bond'un çıkışı o.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Adam (Ian Fleming) Bond'u yazarken Aston Martin'e binmeli diye yazmış. Çıkışı öyle... Sonuçta biz bir şeyler deniyoruz. Kötü niyetle yapmıyoruz. İnsanlar işin ekonomik kısmından haberdar değil. Olsalar iyi olur! Ne yaparsan yap, en ekonomik haliyle bile film çok pahalı bir iş. Ayrıca herkes bir yerlerden destek alıyor.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Bazısı Kültür Bakanlığı'ndan bazısı bir markadan. İkisinin arasındaki saflık sorunu, birinin ticari bir ürün diğerinin kültürel bir yatırım olması. Fark bu. Açıkçası Kültür Bakanlığı'ndan katkı alacağıma markadan almayı tercih ederim. Çünkü Kültür Bakanlığı başka bir sorumluluk gerektiriyor. Marka da sorumluluklar veriyor ama çok da şeytani değil.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

FİLMLERİMDE GÜLME DOZU ARAMALARI BAŞIMA BELA "Komikti, değildi, gülemedim, bir yerinde gülebildim" gibi yorumları olağan buluyorum. Ama filmin proje bazında değerlendirilmesi lazım. Bu film ne? Neyi anlatıyor? Bunun gibi...

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Gerçi daha filmi duyururken şöyle bir şey oluyor. Çekimler sırasında filmin konusunu biraz anlatıyoruz. Hemen şöyle bir haber çıkıyor: "Gülmeye hazırlanın!" Doğrusu bununla çok mücadele ettim. Filmlerimde gülme dozu aramaları başıma bela!

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Sahne performansındaki gülme dozu beni daha da zora sokuyor. Sahnede ölçüm şudur: Aşağı yukarı 15 saniyede bir kahkaha alabilmeliyim. Ortalamam bu...

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Gülme meselesi çok karmaşık bir şey aslında.

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Birkaç sebepten gülünüyor. Bir, sana acıyabilir. İki, onaylayabilir. Üç, reddedebilir. Ama hepsinde de gülebilir!

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Cem Yılmaz: Türkiye'de özgür değilim!

Bu magazin haberleri de ilginizi çekebilir: