Derya Şensoy: Yorgunluktan besleniyorum!

Derya Şensoy: Yorgunluktan besleniyorum!

InStyle dergisinin Nisan ayı konuğu Derya Şensoy, ünlü bir aileye doğup her an göz önünde olmak ve yeni oyunu Pera’daki Hayalet’in hazırlık sürecini anlattı.

Derya Şensoy: Yorgunluktan besleniyorum!

Bu kadar tanınan bir anne babanın çocuğu olmanın artıları mı eksileri mi daha ağır basıyor? Artıları sanırım. Çocukluğumuzdan beri bu sorumluluk üzerimizde. Konuşmadan, adım atmadan değil iki, 10 defa düşünmek gerektiriyor. Ama çok gurur verici bir şey. Ayrı ayrı hayran olduğum iki insanın kızıyım, artıları nasıl ağır basmasın!

Derya Şensoy: Yorgunluktan besleniyorum!

Çocukluğunda ne kadar hissettin bu baskıyı? Çocukluğumuzdan beri gözlerden uzak durmaya ve tutulmaya çalıştık ikimiz de. Ailemiz çok çaba harcadı bu ilgiden mümkün olduğunca az zarar görerek büyüyebilmemiz için.

Derya Şensoy: Yorgunluktan besleniyorum!

Şu an ise bu işin içinde olan bir insan olarak biraz acımasız buluyorum medyayı. İlgi görmek güzel, takdir edilmek de öyle, hatta eleştirilmek bile istiyor insan kimi zaman. Acımasız olan olduğunuzdan çok farklı biriymişsiniz gibi yansıtılmak. Takdir edersiniz ki, kimsenin kapı kapı gezip kendini anlatmaya vakti de gücü de yok. Bunlar beni çok yıpratıyor.

Derya Şensoy: Yorgunluktan besleniyorum!

Kız kardeşinle birlikte oynadığınız tiyatro oyunu Pera’daki Hayalet nasıl gidiyor. Babanız ne kadar dahildi projeye? Çok güzel tepkiler ve geri dönüşler aldık. Ailemizin de bizim kadar mutlu olması çok gurur verici. Oyuna bizim istediğimiz kadar müdahale etti babam. Biz her yardım istediğimizde oradaydı ama bir yandan da çok güvendi ve özgür bıraktı bizi.

Derya Şensoy: Yorgunluktan besleniyorum!

Çocukluğun kulislerde geçti değil mi? En çok hangi anları severdin? Oyunların finalini severdim. Selama çıktıklarında herkesin oyuncuları ayakta alkışlamasını. Bana çok büyülü geliyordu. Hâlâ da çok heyecanlanıyorum bir Ferhangi Şeyler sonrası bütün bir salon babamı ayakta alkışladığı zaman. Ben çocukken daha çok gidiliyordu tiyatroya bu kesin. Bizim jenerasyonumuz televizyonla büyüdü. Bizim tiyatroya gitmek gibi bir alışkanlığımız yok. Bir sonraki jenerasyon da bilgisayarla büyüdü, büyüyor.

Derya Şensoy: Yorgunluktan besleniyorum!

Kendine vakit ayırabiliyor musun? Kendime mutlaka vakit ayırıyorum. Çalışmayı çok seviyorum, meşguliyetten hatta zaman zaman yorgunluktan bile beslenen bir yapım var. Kendime vakit ayırmamam sağlıklı bir durum olmaz. Ailem ve arkadaşlarıma koşuyorum boş vakitlerimde, onlarla vakit geçirmek bana iyi geliyor.

Derya Şensoy: Yorgunluktan besleniyorum!

Kocaman bir ailesiniz ne güzel, yeğen var şimdi bir de, nasıl bir duygu? Dünyanın en mutlu şeyi galiba. O kadar tatlı ki. Çok akıllı. Şimdiki çocukların hepsi öyle galiba. Ama hala olmak ne güzel.

Derya Şensoy: Yorgunluktan besleniyorum!

Kardeşinle birlikte çalışmak nasıl? Daha önce de çalıştık beraber. Ama beraber çalışmasak da biz hep beraberiz zaten. Ben başka bir iş yapsam Ferhan ona müdahele etmeyecek mi sanıyorsunuz? Birbirimizin her şeyine karışırız biz. Çok mutluyuz beraber.

Bu magazin haberleri de ilginizi çekebilir: