Engin Öztürk: Deli değil ama...

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Son dönemin en dikkat çeken oyuncularından biri olan Engin Öztürk, ruh halinin değişken olduğunu söyledi: Deli değil de değişken ruhlu bir adamım. Ruhsal durumum saniyelik anlarda değişiklik gösterebiliyor

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Onu ilk olarak 'Fatmagül'ün Suçu Ne?'yle, daha sonra da 'Muhteşem Yüzyıl'ın 'Selim'i olarak tanıdık. Avrupai tipiyle dikkatleri çeken 28 yaşındaki Engin Öztürk ile Esquire dergisinden Seda Karan konuştu…

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Asker bir baba ve ev hanımı bir annenin dördüncü çocuğu olarak oyuncu olma kararını nasıl aldınız? Bende bir yerden bir şey çıkacaktı. Aksini düşünemiyorum bile! Sanırım olmayan bir şeyleri var etmek, canlandırmak ve eğlenmek gerekiyor hayatta. Resme yönelseydim de yine iyi bir şeyler çıkardı ortaya.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Küçümsüyorum ya da beğenmiyorum gibi algılanmasın ama mesela bir bankacı olmak bana göre çok 'iş'. Sadece hayatı kazanmanın ya da hayatını idame ettirmenin bir yolu gibi geliyor. Yaptığım zaman insanları eğlendirdiğim ve bu yüzden mutlu olduğum için işimi seviyorum.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Kendinizde keşfettiğiniz en 'deli' yanınız neydi? Deli değil de 'değişken' karakterli bir adamım. Ruhsal durumum saniyelik anlarda değişiklik gösterebiliyor. Beş dakika çok depresifsem, 10 dakika sonra neşeli ve enerjik olabiliyorum. Sonra yine enerjim bitebiliyor. Bu benim içimdeki skalayı gösteriyor işte. Bu 'deli' taraf mı bilemiyorum ama en azından değişken bir adam olduğumu biliyorum.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Göründüğünüz gibi 'snob' bir adam değilsiniz. Aksine herkese son derece sıcak ve kibar bir yaklaşımınız var. İnsanlarla aranızdaki sınırı nasıl belirliyorsunuz? Kendime kapalı bir çevre oluşturdum diyeceğim ama yanlış anlaşılmasın. 'Kendimi kapatıyorum' derken, insanlara karşı bir tutum değil bu. Ekstra olarak kendimi açmadan sınırlarımı çiziyorum. Aslında şöyle bir şey; bir şey için insanlarla ilişki kurmuyorum.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

10 yıl önce birini her ne sebepten dolayı hayatıma soktuysam ya da neden hayatımdan çıkarmışsam, bugün de böyle. Ünlü olmak ya da tanınmak bir şey değiştirmiyor bana göre. Tanınmaya başladıkça ya da dediğin gibi ünlü olduktan sonra tabii ki çevrenizdeki insan sayısı artıyor. Saçmasapan insanlar da denk geliyor, çok iyileri de! İşte o saçmasapanlarla iyileri ayıklamak tamamen sizin yeteneğinize kalıyor.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Beğenilmek, merak edilmek ya da göz takibine alınmak bir parça şımarıklık yaratmıyor mu? Valla bu, benim kendime söylediğim bir yalan da olabilir ama gerçekten bir havaya girdiğimi düşünmüyorum. Kendime itiraf etmediğim bir gerçek de olabilir diyorum bir yandan ama bundan 10 yıl önce konservatuvarda öğrenciyken ev arkadaşımla bir ekmeği paylaştığım günler de oldu.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Ekmeği ikiye bölüp içine ketçap-mayonez sıkıp yerdik. O arkadaşlarımla halen bir şekilde irtibata geçebiliyorsam, değişmemişim gibi geliyor. Umarım da değişmem.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Kendinizi izlerken çok eleştirir misiniz? Kendimi izlemeyi çok tercih etmiyorum ama izlediğim zaman çok eleştiriyorum.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Kadere inancınız ne kadar? Bildiğimiz anlamda kadere inanmıyorum. Şöyle söyleyeyim; attığım adım kadar beni yönlendirebilecek bir kadere inanmıyorum. Ama bazen öyle şeyler başınıza geliyor ki, 'Ee, zaten biz burada buluşacakmışız' diyorum.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Sonuçta kadere inansak da, inanmasak da 'Bu böyle olacakmış' diyoruz. İlahi bir korku yaşıyorsunuz o halde… Allah korkum çok büyüktür. Allah'ı vicdan olarak algıladığım için vicdandan çok korkarım.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Peki, en çok hangi yanınızı seviyorsunuz? Ailemden sonra hayatta en önem verdiğim şey; arkadaşlık. Tam bir arkadaş canlısıyım. Gerçek dostluklarla çoğalmak, çok güzel bir şey.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Kadınlar sizin için ne ifade ediyor? Üç ablam ve annem sayesinde kadınların farklı birer yaratık olmadığını ve onların 'insan' tarafını görmeyi öğrendim. Bu yüzden bir kadın ile kolaylıkla sevgili olamam, ancak çok iyi arkadaş olabilirim.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Kadınlardan korkar mısınız? Arkadaşlıkta değil ama özel ilişkilerimde kadınlardan çekindiğim noktalar var. Çünkü kadınlar farkında olmadan ilginç bir psikolojiye ve beyin yapısına girebiliyor. Erkekler daha düz.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Erkeklerin hissettikleri, yaşadıkları dümdüz… Hissettiği gibi yaşar erkekler. Kadınların öyle olduğunu düşünmüyorum. Hissettiği kırmızı ise çok rahat bir şekilde siyahı yaşayabilir bir kadın. Yani erkek nasıl yalan söyleyeceğim diye 40 takla atarken kadın o yollardan çoktan geçmiş oluyor.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

HERKESİ BİR TUTMAM Siz 40 takla atarken o yolları çoktan geçen kadınlardan biri sizi aldattı mı peki? Evet, aldatıldım. Konservatuvardayken başıma gelmişti.

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Bu, ilişkilere ya da kadınlara olan güveninizi kırmadı mı? Hayır. İşte kadınlara 'insan' olarak baktığım için güvenim kırılmadı. A kişisi ile B kişisini niye bir tutayım? Bu bana paranoyadan başka bir şey vermez. A'dan gördüğümü B'ye yapmaya ne hakkım var...

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Engin Öztürk: Deli değil ama...

Bu magazin haberleri de ilginizi çekebilir: