Ezgi Eyüboğlu: Kendine güvenen erkek beni baştan çıkarır!
- 27.12.2013 03:27
“İntikam” dizisinin başarılı oyuncusu Ezgi Eyüboğlu, hayatının bilinmeyenlerini Marie Claire dergisine anlattı.
* Şu andaki halet-i ruhiyeniz nasıl? - Gayet mutlu bir dönemimdeyim. Sevdiğim işi yapıyorum. Çalıştığım set ortamı güzel.
* Birçok kişi sizi “Muhteşem Yüzyıl”daki Aybige Hatun rolüyle tanıdı. Onunla olan yolculuğunuz nasıldı? - Farklı ve güçlü bir karakterdi. İstediğini alan bir kadındı, o yüzden onu oynamaktan çok keyif almıştım.
* İbrahim Kendirci ile sahne aldığınız, kadın-erkek ilişkilerini konu alan “Ayrılık” oyunu da çok konuşuluyor. - Oyun komedi ve 70 dakikalık. Evrensel bir anlatımı var. Boşanmış bir çiftin tekrar bir araya gelmesiyle başlıyor hikaye. Benim de profesyonel olarak ilk tiyatro oyunum.
* Oyunculuk size ne ifade ediyor? - Mesleğim. Bundan para kazanıyorum. Çok da severek yapıyorum.
* Biraz geçmişe yolculuk yapalım... Nasıl bir ailede yetiştiniz? - Babam bankacı, annem kimya öğretmeni... Şu an içinde bulunduğum sektörle bağlantıları yoktu. Ancak sanatla izleyici olarak hep iç içelerdi. Mesela babam şiir okumayı, annem şarkı söylemeyi çok sever, sesi de çok güzeldir.
Bana ondan miras kalmış herhalde. İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümü’nü bitirdim. Üzerine Bahçeşehir Üniversitesi’nde oyunculuk master’ı yaptım. Üniversitede okulun tiyatro kulübüne girmiştim. Ailem de çok olumlu yaklaşmıştı. Televizyonda ilk izlediklerinde de çok mutlu oldular. Bugün en büyük destekçim ailem.
* Hedefiniz nedir peki? - “Ezgi ne kadar güzel oynamış, çok başarılıydı” denmesi yeterli.
* Ezgi nasıl bir kadın? Asi bir ruh mu taşıyor yoksa ılımlı ve uyumlu bir yapıya mı sahip? - Ruhum çok uçlarda. Burcum ikizler... İnişli çıkışlıyım
* Asla affetmeyeceğiniz şey nedir? - Hiç kin tutmam. Herkesi, her şeyi anlayabiliyor, kendimi onların yerine koyabiliyorum. Dolayısıyla çabuk affediyorum.
* En büyük korkunuz... - Hastalıktan çok korkuyorum. Hatta biraz hastalık hastasıyım da diyebilirim. Boş kalıp kendimi dinlediğim zamanlarda bu daha da ortaya çıkıyor.
* En karakteristik özelliğiniz nedir? - Sabırsızımdır. Hemen her şeyi halletmek isterim.
* Hayatta en nefret ettiğiniz olgu? - Algılama hızının düşük olması. Hem karşımdakinin hem de ortamın.
* Nefretten bir diğer uca, aşka geçelim... Onu nasıl yaşıyorsunuz? - Tutkulu, dolu dolu... Hiç sakin değilimdir aşık olduğumda. Hatta uçlarda ve mutsuz yaşarım.
* Hayatınızın aşkı? - Bilmiyorum!
* Kolay âşık olur musunuz? - Hayır! Seçiciyimdir. O insan karşınıza her zaman çıkmaz. Genellikle anidir. Nasıl olduğunu anlamadan âşık olursunuz.
* Peki, ilişkide sizi mutlu etmek kolay mıdır? - Kolaydır. Küçük şeylerle mutlu olmayı bilirim. Her şeyin içinde güzel bir şey bulurum.
* Çok arkadaşınız var mı? - Az ve öz arkadaşım var. Sosyal kelebek değilim. Çok da kaldıramam zaten o kadar insanı. Özel ilgi isterim, ilgimi vermek isterim, onun için sayılı insan vardır hayatımda.
* Sizin hakkınızda hiç bilmediğimiz bir şey söyleyebilir misiniz? - Boğazıma çok düşkünüm. Bir de çabuk parlayıp, çabuk sönerim.
* Bir erkekte en hoşunuza giden özellik nedir? - Güven vermesi.
* Sizi ne baştan çıkarır? - Kendine güvenen, özgüveni yüksek ve bunu duruşuyla bile gösterebilen erkekler.
* Duygusal anlamda erkeklerin bizden en büyük farkı ne olabilir? - İlişkileri bizim kadar irdelememeleri. Her şeyi olduğu gibi kabul ediyorlar. Bizlerse her şeye bir sebep buluyoruz. Bazen var olmayan şeyler üzerine senaryo üretiyoruz