Hande Doğandemir: Hiçbir şeyi tesadüfe bırakmam
- 03.07.2014 09:31
Hande Doğandemir'den samimi açıklamalar...
“Güneşi Beklerken” dizisinin asi kızı Zeynep; yani Hande Doğandemir... All Dergisi’ne konuşan oyuncu, “Tesadüfe bırakmadım hiçbir şeyi. Emek vermeden, çok çalışmadan başarının geleceğini düşünmüyorum” diyor.
Nerede ve nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Çocukluğum Ankara’da geçti. Tüm ailem Ankara’daydı, tam bir mahalle kültüründe büyüdüm. Sokaklarda oynayarak geçti çocukluğum. Bu açıdan çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Bizim kuşak henüz teknolojiyle tanışmamıştı.
Evet şimdiki çocukların bize göre birçok avantajı var ama teknolojinin faydaları olduğu kadar çocukları asosyalleştirdiği de bir gerçek.
Biz daha sosyal, daha somut bir ortamda büyüdük. Kardeşim yok ama kardeşim bildiğim kuzenlerimle beraber büyüdüm. Kısacası mutlu ve huzurlu bir çocukluktu benimki.
Hayatınızı, Güneşi Beklerken’den öncesi ve sonrası olarak özetlemenizi istesek... Bugüne kadar birçok iş yapmış olsam da Güneşi Beklerken dzisinde rol almak hayatımdaki önemli dönüm noktalarından biri oldu benim için.
Çok büyük kitlelere ulaşan bir projenin parçası olmanın hem ne kadar zor ve büyük bir sorumluluk olduğunu hem de ne kadar keyif verdiğini gördüm. Artık eskisinden de çok çalışmalıyım.
Sosyoloji okumuş olmanız işinize yarıyor mu? Sosyoloji hayatın her alanında işime yarıyor sanırım. Bu bölümü okumuş olmaktan dolayı mutluyum; zaten bilinçli bir tercihti.
Televizyona bir iş yapıyorsanız özellikle çok faydası var sosyoloji bilmenin. Kamera arkasında çalışırken özellikle çok faydasını gördüm.
Ne var ki maalesef sosyologlar ülkemizde hak ettikleri yerlerde değiller. Tüm dünyada bu tam tersiyken Türkiye’de yeterli çalışma alanlarının olmaması çok üzücü.
18 yaşındaki bir kızı canlandırıyorsunuz. Siz 18 yaşındayken nasıldınız? Hepimiz biraz asiydik. Tabii ki ben de çok şeye karşı geliyordum. O yaşta insan dünyaya meydan okuyabilir; çünkü sadece kendi bildiğinin doğru olduğunu düşündüğü zamanlar.
Şimdi düşünüyorum da gerçekten her şeyin en doğrusunu anneler biliyormuş. İnsan tabii ki o zamanlar bunu fark edemiyor. Benim de Zeynep gibi bir günlüğüm vardı. Saatlerce odama kapanıp o günlüğüme her şeyimi yazardım. En yakın arkadaşım gibiydi. O yüzden Zeynep’i anlayabiliyorum hepimiz o yollardan geçtik, büyüdük. Ama o süreç hem çok eğlenceli hem de acılı oluy
O zamanlarda yaşanan aşklar daha mı saftı? Ben çok hayal kurardım, belki de daha çok hayallerimizde yaşardık. Evet daha saftı galiba.
Biz sizi sadece ekrandan, canlandırdığınız karakterden tanıyoruz. Peki gerçek Hande nasıl bir kadın? İnsanın kendini anlatması zordur. Olduğum gibi göründüğümü düşünüyorum. Sevgiden ve samimiyetten besleniyorum.
Şu an hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz? Gayet huzurlu ve mutlu bir dönemdeyim. Biraz yoruldum ama durmaya pek niyetim yok.
Yeni başladığımı düşünüyorum ve daha iyisini yapmak için daha çok çalışmaya devam edeceğim.
Kamera arkasında çalışarak bu dünyaya bir adım atıyorsunuz. O zamanlar bugünü hayal edebiliyor muydunuz? Tabii ki her zaman kendime bir hedef koydum. Açıkçası tesadüfe bırakmadım hiçbir şeyi.
Emek vermeden, çok çalışmadan başarının geleceğini düşünmüyorum. Bu günleri hayal etmesem de her ne yapıyorsam en iyisini yapmaya çalışacağımı biliyordum.
Hayalperest biri misiniz? Evet kesinlikle çocukluğumdan beri en sevdiğim şeydir hayal kurmak. Kafamda filmler çekerim her zaman.
Öyleyse bir senaryo yazacak olsanız, nasıl bir şey olacağı konusunda da fikriniz vardır sizin... Kesinlikle bir yol hikayesi anlatmak isterdim. Ufak bir minibüsle yola çıkmış bir çiftin hikayesi belki...
Sosyal medyada çok büyük bir fan kitleniz var. Hoşunuza gidiyor mu bu kadar popüler olmak? Popüler olmak başarılı olmak anlamına gelmiyor benim için. Başarılıysam ve onlara bu anlamda ulaşabiliyorsam mutluyum.
Beni destekleyen seven harika bir kitle var. Onların varlığı her zaman daha iyisini yapmak için teşvik ediyor beni. Bu anlamda çok şanslıyım gerçekten.
Kerem Bursin de çok fazla hayran kitlesi olan biri. Onunla çalışmak nasıl? Dizideki tüm partnerlerim açısından çok şanslıyım. Bir arada olduğumuzda çok eğleniyoruz, en önemlisi de bu sanırım.
Herkesin ortak derdi işini iyi yapmak. Bu noktada birleşince her şey yolunda gidiyor zaten.
Herkes birbirine her konuda destek oluyor. Bu çok kıymetli bir şey ve biz de bunun farkındayız.
Onun hayranları sizi çok kıskanıyor diye duyduk. Başınıza hiç tuhaf bir şey geldi mi? Bu bir yarış değil. Onun hayranları, benim hayranlarım gibi bir ayrım yok bizim için.
Hatta hayran da demeyelim, sevenlerimiz ya da bizi destekleyen insanlar diyebiliriz.
Hepsinin bize beslediği sevgi çok değerli. Bunun karşılığını verebilmek için bu kadar çalışıyoruz.