İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

Yaşı olmayan kadınların ender temsilcilerinden biri Ayşegül Aldinç. Tek yakındığı, yaş konusunda erkeklerle kadınlar arasında uygulanan çifte standart. Gazetelerde erkeklerin değil de, kadınların yaşının yazılmasını haksızlık olarak görüyor... “Adam hoşafa dönmüş, bir bebenin elinden tutmuş gezdiriyor, sen kadının yaşını yazıyorsun” diyor.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

Her şeyle hatta kendisiyle bile dalga geçebilen bir neşe kaynağı Ayşegül. Onunla, Tarık Akan kartpostalları biriktirdiği günlerden tutun da, nota bilmeden müzik hocalığı yapmasına kadar pek çok anısını paylaştık.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Yıllardır değişmediğin için sanki hiç çocuk olmamışsın gibi geliyor bana. - Haklısın biyonik bir kadınım, laboratuarda üretmişler beni (gülüyor). * Şaka bir yana, biraz ailenden bahsetsene. - Baba tarafım Saraybosnalı, annemler Bursalı, ben ise İstanbul’da doğmuşum. Annem resim öğretmeni. Tayini çıkıp Adapazarı’na gittiğinde babam bizimkini görüp gözüne kestirmiş.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* İlk görüşte aşk mı? - Babam için belki öyle olabilir ama annem başta çok oralı olmamış, naz niyaz derken sonunda evlenmişler. Ardından da ben olmuşum işte... Tek çocuğum.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Oh ne güzel, maaile etrafında pervane. - Aslına bakarsan küçükken tek çocuk olmanın sıkıntısını çok çektim. Hep bir kardeşim olsun isterdim. Hatta bir ara annem hamile kalmış, ama apandist ameliyatı sırasında düşürmüş bebeği. Halbuki adı bile hazırmış, Can diye bir erkek kardeşim olacakmış, maalesef olmamış.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Kız çocukları babaya düşkün olur, senin aran nasıldı peder beyle? - Babam çok tutucu ve otoriterdi. Küçükken hiç unutmam bir keresinde mahalledeki “çocukluk aşkım” Mehmet’e camdan iple sepet sarkıtmıştım. Mehmet tam sepetin içine bazı kitaplar ve bana yazdığı aşk mektubunu koyarken babamın beni enselemesiyle kendimi odamda hapis buldum. Annem arada gelip yemek ve su getiriyordu.

* “Çatıdaki Çiçekler”e döndü birden hikaye. - Sorma, neyse ki sonunda annem, babamı olayın masumiyetine ikna etti de hapis hayatım fazla uzun sürmedi.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Çocukluğunu sordum, travmadan başka şey dinleyemez oldum. - Yok canım o kadar da kötü değildi. Al sana bir travma daha o zaman. İlkokula başladığım gün annem öğretmenime lafın gelişi “Eti sizin kemiği benim” deyince olanlar oldu. “Hoca beni yiyecek mi?” diye ağla ağla öldüm!

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Çocukluğunu sordum, travmadan başka şey dinleyemez oldum. - Yok canım o kadar da kötü değildi. Al sana bir travma daha o zaman. İlkokula başladığım gün annem öğretmenime lafın gelişi “Eti sizin kemiği benim” deyince olanlar oldu. “Hoca beni yiyecek mi?” diye ağla ağla öldüm!

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Hiç mi yok normal bir hikayen? - Yahu ne anlatayım? Tarık Akan kartpostalları biriktirmek o zaman çok modaydı, ben de gider harçlıklarımla hep onlardan alırdım. Bu yeterince normal mi? * “Sepetçi” Mehmet’in yanında Tarık Akan’a da aşıktın yani. - O zamanlar herkes aşıktı Tarık Akan’a. Ben de çok büyük hayranıydım. Kaderin işine bak ki seneler sonra üç ayrı projede birlikte oynadık.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Aşkın depreşti mi yıllar sonra onu karşında görünce? - Yok canım olur mu öyle şey? Hatta şu an oynadığım “Pis Yedili” dizisinde oğlu Barış’la rol arkadaşıyız. Ayrıca dedim ya o zamanlar her genç kız gibi ben de hayrandım Tarık’a. Her jenerasyonun vardır öyle platonik aşklar yaşadığı bir tip. Nasıl bugün Kıvanç (Tatlıtuğ) varsa, o gün de Tarık vardı.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Kıvanç’a hayran mısın peki? - Yahu Kıvanç’la ilgili çok komik bir hikayem var. Şimdi bunlar “Aşk-ı Memnu”yu çekerlerken bir gün beni Zerrin (Tekindor) aradı. Laf arasında ona dedim ki “Kıvanç harikalar yaratıyor. Çok da yakışıklı. Mankenlikten gelme ama bence benim diyene taş çıkarır”... Zerrin ne dese beğenirsin?

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Ne bileyim Ayşegül... Telekulak mıyım ben? - “Kıvanç’ı vereyim onunla konuş” dedi. Neyse Kıvanç telefonu aldı, “Seni çok beğeniyorum, oyunculuğunu kutluyorum” dedim, o da bana “Ben de sizi çok beğeniyorum” diye karşılık verdi. Tam “Yanlış anlama ben ablan olarak...” falan diye devam ediyordum ki birden “Aaa salağa bak” dedim...

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Haydaaa, niye çocuğa durup dururken “Salak” dedin? - Kıvanç’a değil ki kendime dedim. “Niye ‘abla’ parantezini açıyorsun ki, dünyanın binbir türlü hali var, ne diye ablaya yatıyorsun?” dedim içimden. Kıvanç da sağ olsun; “Öyle demeyelim bence” dedi... O günden sonra böyle yakışıklı arkadaşlara bu tarz cümleler kurmamaya başladım.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Şarkıcı olma fikri nereden çıktı? - 1978 yılında TRT’nin spikerlik sınavını kazandım. Apar topar Ankara’ya gittim, orada kurslara katıldım. Serap Ezgü’yle aynı dönemdeydik hatta.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Spikerler şarkı mı söylüyordu o zaman? Bu cevabın benim sorumla ne alakası var? - Biraz sabredersen öğreneceksin. Aynı sene Eurovision seçmelerine de katıldım. Zaten TRT’dekiler bunu duyunca, son sözlü sınav sırasında bana “Eurovision seçmesini de mutlaka kazanırsın. Seçimini şarkıcılıktan yana kullanacağına inanıyoruz. Çok başarılısın ama bir başka arkadaşın hakkını sana yedirmeyelim” dediler.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Kazandın mı bari seçmeleri? - Kazandım kazanmasına da spiker olamayacağım için çok üzülmüştüm. “Seni Van’a göndersek, gider misin?” dediklerinde bile hemen “Evet” dedim ama yemediler. Kim bilir eğer o sözlüden geçseydim belki de bugün deneyimli bir ana haber spikeri olarak diksiyon dersleri veriyor olurdum.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Madem bu kadar spiker olmak istiyordun, niye gidip Eurovision sevdasına kapıldın? - Küçükken Eurovision manyağı sayılabilirdim, deli gibi seyreder, anneme “Bir gün mutlaka Eurovision’a katılacağım” deyip dururdum. En büyük hayalimdi o sahneye çıkmak. Zaten annem döne dolaşa bu hikayeyi anlatır senelerdir, “Benim kızım tuttuğunu koparır” diye.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Neyse sonunda o hayalindeki sahneye attın kendini... - Hem de ne atmak... Eurovision Dublin’de yapılıyordu o sene, Türkiye’yi temsil ettim. Sonra iki defa daha Türkiye elemelerine katıldım. Şarkı söylemeyi çok seviyor ve istiyordum. Ailem ancak yarışmalara izin veriyordu. Adrenalin yükselten bir keyifti.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* İlk hangi şarkıyla katılmıştın? - Modern Folk Üçlüsü “Dönme Dolap”ı Sezen Aksu’yla söyleyecekti. Ama Sezen sonradan vazgeçti galiba. Onlar da Zerrin’e (Özer) gittiler ama anlaşamadılar. Grup şarkıyı söyleyecek yeni bir kız arayışına girmişti.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Ve karşılarına sen çıktın... - Ben kendi adıma “İstanbul İstanbul” şarkısı ile yarışıyordum. Bir gün Ahmet Kurtaran gelip “Sen bizim şarkıya, biz de senin şarkıya vokal yapalım, şansımızı ikiye çıkaralım” dedi. Ben de kabul ettim. Yarışmanın sonunda da “Dönme Dolap”la birinci, “İstanbul İstanbul”la da üçüncü olduk.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Sezen vazgeçmese veya Zerrin’le anlaşsalar, belki de bugün her şey daha farklı olacaktı senin için. - Kısmet işte.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Evdekiler şarkıcı olmana ne tepki gösterdi? - Babam başlarda istemedi. Annem araya girip ikna etti... Ayrıca o zamanlar ben bile bunun bir kariyer olup olmayacağından emin değildim. Şimdiki adı Güzel Sanatlar Üniversitesi Seramik Fakültesi olan Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Seramik Bölümü’nden mezun oldum. Dur daha öncesi de var, annem beni öğretmen olmam için sınava yazdırmıştı.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Her sınavı geçiyorsun, bunu da geçtin mi bari? - Kulağıma, öğretmen olunca başlarda iyi eğitilmen için pencereleri, yerleri bile sildiriyorlar diye bir bilgi çalındı. Ben de bunu duyunca sınav giriş kağıdımı saklayıp gününü geçirdim.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Anne mesleğini yapmak istemedin yani. - İstemedim, fakat daha sonra bir ara eskiden Akaretler’de olan Anafartalar Ortaokulu’nda resim ve müzik öğretmenliği yaptım. Peki nota bilmeden müzik öğretmenliği yapmama ne diyorsun!

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Nota bilmeden çocuklara ahkam kesmeye utanmıyor muydun? - Sorma, zaten çocuklardan biri durumu çaktı. Tabii hemen konuyu değiştirip, eğrisini doğrusunu denk getirip “Hıııı otur bakiim” diyerek çocuğu etkisiz hale getirdim. Yedirir miyim ben kendimi? Yedirmem!

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Valide Hanım iyi ki ısrar etmemiş öğretmen olman için. - Öğretmen olmam için ısrar etmedi ama “Memuriyet iyidir, paranı düzenli alırsın” diyerek beni Yıldız Porselen Fabrikası’nda işe başlattı. Bugün bir sürü evde altında benim imzam olan Yıldız Porselen’e ait porselenler var.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Ne kadar sürdü porselenle imtihanın? - Altı yıl boyunca üzerime beyaz önlüğümü giyip çalıştım fabrikada. “Meşguliyetle tedavi atölyesi” derdik oraya aramızda. İşte o günlerde de müzik girdi hayatıma.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Ama sana tüm bunlar yetmedi ve dizilerde de oynamaya başladın. - Yetmedi diye bir şey yok aslında, hepsinin yeri ayrı. Oyuncu kumaşım olduğunu ilk keşfeden Orhan Aksoy’dur. 85 yılında TRT için yaptığı “Acımak” dizisiyle başladı her şey. Ondan sonra hem dizi hem de sinema filmleri olarak arkası geldi.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Özcan Deniz’li “Haziran Gecesi”nde oynama teklifini niye geri çevirdin? - O filmde anne rolünü oynamam için teklif gelmişti. Ben de “Özcan’ın annesi değil ancak flörtü olurum” deyip geri çevirdim.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Biraz yaş takıntımız var galiba. - Öyle diyorsan öyle olsun. İnsanlar “Kaç yaşındasın?” diye sorduğunda “Her sene değişiyor!” diye dalga geçiyorum. Yaşını dürüstçe söylediğin anda karşı tarafın “bu illa ki küçülterek söylüyordur” diye bir zannı mevcut. Hele bir de bu konuda uygulanan çifte standart yok mu? Bak işte bu, fena haksızlık gibi geliyor.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Hangi çifte standarttan bahsediyorsun? - Gazetelerde erkeklerin değil de kadınların yaşlarının parantez içinde telaffuz edilmesini fevkalade tuhaf buluyorum. Adam hoşafa dönmüş, bir bebenin elinden tutup gezdiriyor, sen gidip kadının yaşını yazıyorsun.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Bu kadar takılma, senin için “yaşı olmayan kadın” diyorlar zaten. - Günümüzde gençlik, orta yaş ve yaşlılık anlamında yaş algıları değişti. Küçükken ona hayran büyüdüğüm bir sanatçı ile belli bir zaman sonra adeta yaşlarımız eşitlenmiş gibi duruyor. Yaşsız güzel kadınlar adı altında, sanki aynı yıllarda doğmuşuz gibi bir algı oluşuyor.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Peki yaşsız bir kadının sevgilisinin yaşı genç olabilir mi? - Bilgi ve fikir sahibi, üretken, kafa dengi ise yaşın çok da önemi yok. Eski arkadaşlarımın yanı sıra çok sevdiğim gerçekten “arkadaş” statüsünde olan genç arkadaşlarım var. Sevgili bazında ise her konuda konuşabiliyor anlaşabiliyorsak, hayata ortak bir pencereden bakabiliyorsak ve bunu karşılıklı sorun etmiyorsak aradaki yaş farkından kime ne?

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Fotoğraflarında çok photoshop kullandığını söylüyorlar. - Dedikleri gibi olsa günlük hayatımda hiç dışarı çıkmamam gerekir. Ben fotoğraflarımdan dolayı aldığım iltifatları sokağa çıktığım zaman da alıyorum. Sokaklarda ya da davetlerde çekilen fotoğraflara da mı photoshop uygulaması yapılıyor? Profesyonel hayatın gereğidir... Elma fotoğrafına bile yapılır. Öyledir.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Tamam Ayşegül sinirlenme, acaba seni kıskanan kadınlar mı çıkarıyor bu dedikoduları? - Çıkan dedikodu bu olsun (gülüyor)... Kadın kadının kurdudur derler, mümkündür... Kıskançlık doğamızda var. Ama beni kıskanan kadınlar kadar, “Kocam size aşık, lütfen beraber bir fotoğraf çektirin” diyenler de var. İkisi birbirini dengeliyor. Hem insan nesli bilir kimden zarar geleceğini.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Çocuğunun olmamasının eksikliğini hissediyor musun hayatında? - Şu an için hissetmiyorum ama 5 veya 10 yıl sonra hisseder miyim bilemem. Zaten zamane çocukları bana başka bir gezegenden gelmişler gibi geliyor. Onlara bakarken ağzım açık kalıyor. İnanılmazlar. Sırf bu yüzden keşke doğursaymışım diyorum.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Ne demek şimdi bu Allah aşkına? - Bu yeni veletlere bayılıyorum, o kadar her şeyin farkındalar ki... Bebeklerin yüzlerindeki ifadelere bakıyorum da, pusetlerinin içinde minik işadamları, teyzeler, amcalar oturuyor. Eskisi gibi agucuk gugucuk yap da gör. Dalga mı geçiyorsun ifadesi takınıyorlar, alıyorsun ağzının payını. “Afedersin kardeş” falan diyesim geliyor (kahkahalar).

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

O KADAR KONUŞULDU Kİ BEYAZ'LA İNSANİ İLİŞKİMİZ BİLE KALMADI * Magazin basınında ismin Beyaz ile birlikte çok anıldı. Şu işin iç yüzünü anlatsana bize... - “Antalya’da Ayşegül Aldinç ile Beyaz’a ev hediye edildi” diye haberler çıktı.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Ben senin Beyaz’a ev sattığını sanıyordum... - Yok canım, emlakçı mıyım ben? Yeni yapılan bir sitenin reklamı için ev hediye edecekler güya. Beyaz’ın işlerini abisi idare ettiği için o aldı yanılmıyorsam. Benim ev de deve oldu anlayacağın. Üstünde bile durmadım. Bizim hakkımızda yaratılan sinerjiyi sitenin reklamında kullanmak istediler. Ortada bana dair ev mev yok yani.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Ama o aralar “Beyaz’la cinsellik dışında her manada beraberiz” diye bir beyanatını okumuştum... - O sıralarda çok görüşüyorduk. Beyaz’ın da yıllar önce çoğu röportajında söylediği gibi bana özel bir hayranlığı vardı. En beğendiği kadın prototipi olarak beni gösteriyordu.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Ateş olmayan yerden duman... - Atasözlerini kendine sakla lütfen... Bu iş o kadar konuşuldu, o hale geldi ki, ikimiz de bundan gerçekten sıkıldık ve normal insani ilişkilerimiz bile yok oldu artık.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Çok nazenin yetiştirilmişsin galiba... - O kadar değilimdir aslında... Özenle yetiştirildim diyelim... “Boş başak dik durur, dolu başak eğik durur” diye annemin kullandığı bir atasözü vardır. Aslında böyle yetiştirilmenin kötü tarafları da var. Bak sana bir şey anlatayım. İlk defa Maksim’de sahneye çıkacağım, kulisteki odamda sıramı bekliyorum. Nasıl kibarım anlatamam... Komiden bir ıhlamur rica ettim...

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Genellikle bir kadeh viski içerler sahneden önce, sen ıhlamurla idare ediyorsun... - “Boğazından sıcak bir şey geçerse ses tellerine iyi gelir” derler ya, tamamen palavradır o. Bilakis buz yenilir sahneye çıkmadan. Neyse zaten hayatımda içki içerek de sahneye çıkmadım hiç. Sahnede insanın aklının başında olması gerekir.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Biz yine dönelim ıhlamura... - Ihlamur bir türlü gelmek bilmiyor. Ona rica ediyorum, buna rica ediyorum, kimsenin taktığı yok. Baktım olacak gibi değil; elimi belime koydum bir ciyakladım, ıhlamur hop önümde. Kulisin böyle bir raconu varmış. Bunu da işi yaparken öğreniyorsun.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Küfürbaz olduğunu söylüyorlar... - Belki de çok kibar yetiştirilmenin tezahürüdür. Küfür aklın sigortasıdır denir... Daha çok araba kullanırken küfür ederim mesela... * Şehir efsanesi değil yani harbiden küfrediyorsun öyle mi? - Hem de okkalı... Sonra diyorum ki kendi kendime “Neden bağırıyorum ki sesime yazık, camlar kapalı zaten kim duyacak”...

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Gelelim klasik “Sezen Aksu” bölümüne... Herkesin Sezen ile ilgili anlatacak bir hikayesi var... - Sezen çok eski ve sevgili dostum... Onunla ilgili ne anlatsam eksik kalır. Derya gibi... Yıllar önce telefonla konuşuyoruz, “Sana şarkı yaptım” dedi ve “Sorma”yı dinletti... O kadar akılda kalıcı ve etkileyiciydi ki telefonu kapattıktan sonra söylemeye başladım. Şarkı müthiş beğenildi,

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

Zeki Müren başta olmak üzere 7-8 sanatçı tarafından seslendirildi benden sonra. Hâlâ yeniden yorumlanıyor. Asıl “Keskin Bıçak” hikayesini anlatayım sana. Yine beraber şarkı dinliyoruz. “Keskin Bıçak”ı dinletti. “Yok” dedim, “ben ‘Aylardan Mayıs’ı söylesem”... “Tabii ki” dedi. Ve “Keskin Bıçak” sonra nasıl patladı biliyorsun. Yani anlayacağın koku alma duygum müthiştir (kahkahalar)...

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Kaç kere Türkiye’nin en seksi kadını seçildin... Gerçekten seksi buluyor musun kendini? - Göreceli bir durum bu seksapelite denen şey. Kime göre en seksi? Bir de aynadaki aksinin sana ne söyleyeceği günlük ruh haline bağlı olabiliyor. Ben güzellik yarışmalarındaki kafayı anlamam bir de. Yarışmaya nedense hep arkadaşları ya da anneleri gizlice başvurmuştur katılanların. Bugüne kadar yarışmaya kendisi başvuran aday neredeyse görmedim. İlginç...

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Güzellik başa bela diyorsun... Bu yüzden iş hayatında haksızlığa uğradığın oldu mu? Ben kibarca soruyorum, kızım sen anla... - Evet, hiç hatırlamak istemediğim bir olay vardır... Bir diziye başlayacağız, yapımcısıyla çok tatsız bir olay yaşadım, adam Sinema TV’de de hocaydı aynı zamanda... Adı bilinen de biri...

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Adamın adını söylemeyeceksin anladım da hangi dizi onu söyle bari... - Sen ne kurnaz tilkisin İzzet... Neyse adamın zaten daha önce böyle vukuatları olmuş... Yumruk atıp öğrencilerini taciz ettiğine dair hikayeleri sonradan duydum...

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Sen de iyi yere tezgah açmışsın... - Bilemezsin ki... Başına gelmeyince anlatılanların ciddiyetini kavrayamıyorsun... O dizide bir gazeteci kadını oynayacağım. Adam ben rolüme hazırlanayım diye eve bir daktilo getirdi...

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Daktilo bahane, Ayşegül şahane... Herhalde böyle düşünmüş olmalı... - Meğer farklıymış niyeti, daha ilk dakikalardan belli oldu zaten durum... “Bu ne cüret alın daktilonuzu ve lütfen gidin” dediğimi hatırlıyorum. Türk filmlerindeki replikler gibi değil mi? Yine kibar zamanlarımmış, bugün aynı şey olsa daktiloyu yerdi beynine.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Sonra nasıl baktı senin yüzüne? - Bakmadı ki. Ayşegül diziden “ihraç edildi” tabii... Üstelik gazetelere boy boy “Ayşegül Aldinç’in oyunculuk kabiliyetini yetersiz bulduk” diye haberler yaptırdı.

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

* Zaman zaman taciz edildiğin oluyor mu? - İlla ki sorulur bu soru da nedense... Şaka mı yapıyorsun... Taciz edilmeyen kadın var mı? Fiziksel bir tacizden de bahsetmiyorum üstelik. Günümüzde kadın olmak başlı başına taciz nedeni... Al sana başlık..

İzzet Çapa, Ayşegül Aldinç röportajı!

hürriyet.com.tr

Bu magazin haberleri de ilginizi çekebilir: