‘İşte Benim Stilim’ yarışmasıyla dikkat çeken bir jüri üyesi oldu Kemal Doğulu.
Özellikle son zamanlarda Öykü Serter’le aralarında bir ilişki yaşanıp yaşanmadığı merak edilirken, o asıl bombayı patlattı: “Marjinal değil, imam hatipliyim!”
Mesleğe kuaför olarak başladınız. Para kazanabilmek için yaptığınız bir iş miydi bu, yoksa isteyerek mi?
Çocukluktan beri içgüdüsel olarak bir kuaförlük isteği vardı. Kız kardeşim Asuman doğduktan sonra (aramızda 11-12 yaş var) sürekli onun saçlarıyla oynardım. Ben de o zaman 14 yaşındayım. Mersin’de, halamın oğlunun kuaför salonu vardı. Onun yanında çalışmak istiyordum. Ama o izin vermiyordu...
Neden? Hiçbir tecrübem yok. “Fön bile tutamazsın” dedi bana. “Yerleri süpüreyim” dedim, kabul etmedi, almadı beni işe. Ben de halama gittim. Halama dedim ki: “Beni işe alsın. Para da istemiyorum, sadece yer süpüreyim, saçları süpüreyim. Orada çay, kahve servis edeyim.” Halam müdahale edince işe girdim. Kardeşim Asuman’ın saçlarını örerek uzman olmuştum
Dükkandaki manikürcünün de saçını ördüm. O zaman çok moda olan bir örgü vardı; tüm saçlar ince ince geriye doğru minik örgüler… Manikürcünün saçını gören ertesi gün kapıda kuyruk oluşturmuştu. İstediğim şeyi hep yaptım çocukluğumdan beri. Annem de inadımdan illallah etmiştir benim. Bir şeyi çok istiyorsam yaparım, bir şekilde oldururum.
Öğrendiğim bir bilgiye göre imam hatipte okumuşsunuz. Doğru mu bu? Biz zengin bir aile değildik. Hatta fakir bir aileydik. Bayağı fakirlik sınırındaydık. Dolayısıyla benim şımarıklık yapacak lüksüm yoktu hiçbir zaman. Babam yoktu zaten, gemilerde çalışıyordu.
10 yıl boyunca evde değildi. Evde bir erkek yok. Oradan gönderebildiği kadar para gönderiyor. O yeterli değil. Beş kardeşiz. Hepimiz okula gidiyoruz. Çocuksun ve en basiti, kola içmek istiyorsun ama kola alacak parası yok annenin. Ne yapacağım? “Bana para ver” diyecek küstahlıkta bir çocuk olmadım. Bütün kardeşler öyleyiz. Çalıştık biz de...
Kuaförlük ilk işiniz miydi? Hayır. Ben bakkalda çalıştım, bisiklet tamircisinde çalıştım, terzide, tatlıcıda, tüpçüde her yerde çalıştım... Hep kuaför olmak isterdim ama olana kadar hepsinde çalıştım.
Bir yandan da ilkokuldan mezun oldum. Benim amcalarım çok dindar insanlar. Başta baba yok. Tam benim ilkokuldan mezun olduğum dönem, bir amcam Almanya’dan yaz tatiline geldi. “Bu çocuğu imam hatipe yazdıracağım” dedi.
Ben altı yaşında ilkokula başladım. 11 yaşında çocuk. İmam hatip ne bilmiyorum zaten. Babama telefonla ulaşıp; “Ben bütün masraflarını karşılayıp imam hatipe yazdıracağım bu çocuğu” dedi. Babam da kabul etti. Ortaokulu imam hatipte okudum. İlk defa söylüyorum bunu da burada.
Sonuçta yine de yapmak istediğiniz asıl işin; kuaförlüğün peşinden gitmişsiniz. Öyle değil mi? Ne istediğimi hep bildim. Pes edenleri hiç sevmem. Bu arada imam hatipten bahsettiğim ilk röportaj bu. Hiç kimseye söz etmemiştim... ‘Elhamdülillah Müslüman bir insanım’
Şaşırdınız ben sorunca zaten. Bundan söz etmemiz sizi rahatsız eder mi?
Hayır, hayır. İmam hatipte okumanın kötü bir katkısı olmadı bana. Kuran-ı Kerim’i okumuş, hatmetmiş oldum. Bütün duaları ezbere biliyorum. Arapça öğrendim.
Zaten bizim ailede babaannem, halalarımla Arapça konuşur. Allah’a inancım hep vardı. Elhamdülillah Müslüman bir insanım ve daha da iletişimimi sağlamlaştırdı Allah ile. Başka bir şey kattı bana. Hiçbir zaman bununla ilgili sıkıntım olmadı. Sadece 11 yaşındayken bilmiyordum imam hatibi.