Sara Sampaio: Kıvanç Tatlıtuğ çok nazik biri!
- 05.04.2013 02:05
*15 saat önce anne ve babanla New York’ta paskalya yemeği yiyordun, şu an ise İstanbul’da röportaj veriyorsun. Ne hissettiriyor bu durum sana?
- Ailemle zaman geçirmek beni çok mutlu ediyor, çünkü onları her zaman göremiyorum. Yalnızlığa da alıştım, çünkü 18 yaşımdan bu yana başka ülkelere seyahat ediyorum.
Çekimlerde çok seksi bir kadın vardı, şimdi karşımda oturan Sara ise gencecik bir öğrenci gibi. Bu biraz garip... - Bu yüzden beni tercih ediyorlar zaten. Umarım 35’imdeyken de 20 yaşında görünürüm. Çünkü bu mesleği olabildiğince uzun süre yapmak istiyorum. Fotoğraflarda yapılı saçlar, makyaj ve güzel elbiseler oluyor, güzel görünmemen imkansız.
Peki bu durum seni hiç rahatsız etmiyor mu? “Bu ben değilim” demek istediğin zamanlar olmuyor mu? - Aslında bir çeşit oyun bu ve ben bundan keyif alıyorum. Bazen seksi bir kadın, bazen küçük bir kız çocuğu, bazen de punk rock oluyorum. Sadece bir kategoride değerlendirilmemek müthiş.
Lisedeyken çok başarılı bir öğrenci olduğunu duydum. Aklında hep model olmak mı vardı? - Açıkçası okulda iyiydim ama ne yapmak istediğimi bilmiyordum. “Belki oyuncu olurum” diyordum. Sonra modellik yapmaya başladım. Modellik oyunculuktan daha kolay geldi. Bu işe girdikten sonra da çok sevdim.
Modellik dışında bir şey yapmayı hiç düşündün mü? - Bunu çok fazla düşünmemeye çalışıyorum. Çünkü şu anda yaptığım işten çok memnunum.
2011 yılında verdiğin bir röportajda “Victoria’s Secret meleği olmak istiyorum” demişsin. Geçtiğimiz mayıs ayında da markanın iç çamaşırı kataloğundaydın.
İstediğin her şey böyle kısa sürede gerçekleşir mi? - O zamanlar yapmak isteyip de hâlâ yapamadığım çok şey var aslında. Ama her zaman en çok istediğim şey, Victoria’s Secret’ta yer almaktı. Mesleğe ilk başladığımda başka hiçbir markayı bilmiyor, hiç kimseyi tanımıyordum.
Yok artık! - Gerçekten. Ajansıma ilk gittiğimde “Hiç model tanıyor musun?” diye sormuşlardı, “Kate Moss’u biliyorum” demiştim, o kadar. Daha sonra mesleği sevdikçe araştırma yaptım, şu an tüm marka ve modellere hakimim diyebilirim. Victoria’s Secret kataloğunda yer almam da biraz tesadüf oldu aslında.
Nasıl bir tesadüf? - Amerika’ya sevgilimi görmeye gitmiştim. Oradayken “Neden New York’taki ajanslarla görüşmüyorum ki?” dedim. Portekiz’deki ajansım birkaç görüşme ayarladı. Birine gittim. Görüşmemiz sırasında onlara ev telefonumu bıraktım, çünkü cep telefonum çalışmıyordu.
Birkaç gün sonra MoMa’yı gezerken telefonum WiFi gördü, internete bağlandım. Mail’lerimi kontrol ederken annemden gelen mail’i gördüm. “Seni Amerika’dan bir ajans arayıp duruyor, iyi misin?” diye soruyordu, endişelenmişti. Ajansı geri aradığımda “Seni Victoria’s Secret istiyor. Bugün gelmelisin. Yarın çekimler başlıyor” dediler. Şanslıymışsın...
- Evet, bu şanstı. İstediğin her şey için savaşman gerekir ama bazen de doğru zamanda doğru yerde olman yeter.
Şimdi ne yapmak istiyorsun? - Modellik, bir sonraki işinin ne olduğunu bilmemek demek aslında. Ama bu hafta ne yapacağımı biliyorum. Mavi ile çekimlerimizi tamamlayıp New York’a döneceğim.
Kıvanç Tatlıtuğ’la önce fotoğraf çekimi için poz verdin, ardından reklam filmi için kamera karşısına geçtin. Nasıl buldun onu? - İyi biri. Onunla ilk kez tanıştığımdan normal biriydi benim için. Çekimlerde de çok nazikti, çok eğlendik.
Fotoğraf çekimi için 10 gün önce de İstanbul’daydın. Buraya ilk gelişin miydi? - Evet, ilk gelişimdi ama hiçbir yere çıkamamıştım. Çünkü gece gelip gündüz çekime katılmıştım, sonra da yorgunluktan şehri gezme fırsatı bulamamıştım.
Sadece otelin etrafında, Taksim’de gezmiştim, o kadar. Bu gelişimde ise bir gün boşluğum vardı, Kapalıçarşı’yı görmek istedim. En yakın arkadaşım balayını burada yaptı, Kapalıçarşı’dan üzerinde nazar boncuğu olan bir bileklik almıştı bana. Ama parçalandı...
Mavi’nin bir önceki marka yüzü Adriana Lima’ya benzediğini söyleyen oldu mu hiç? - Bence benzemiyoruz. Bir kere onun gözleri mavi, benimkiler yeşil.
Adriana Lima ile tanıştın mı? - Evet, modelliğe yeni başladığımda tanışmıştım ve bir hayranı gibi “Fotoğraf çektirebilir miyiz?” demiştim. Tam bir çocuk gibiydim!
