Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Hakan Gence, Hürriyet Pazar'da yayınlanan köşesinde "Kurt Seyit Ve Şura"nın Rusya'daki setini yazdı...

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Bir tarafta Kırım Türk’ü, Rus ordusunun en değerli askerlerinden Kurt Seyit... Diğer tarafta bir Rus kızı Şura... Fonda 1916 Rusya’sı ve ihtilal... Başrolde gerçek bir aşk hikâyesi... Her şey, yılbaşı gecesi saat tam 12.00’de yayımlanan ve bütün Türkiye’yi ekrana bağlayan Kıvanç Tatlıtuğ ve Farah Zeynep Abdullah’ın vals sahnesiyle başladı.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

O gün bugündür çekimleri St. Petersburg’da devam eden ‘Kurt Seyit ve Şura’ dizisinin setinden sızan her haber, internete düşen her kare manşetleri süslüyor. Gün geçmiyor ki dedikodu kazanları kaynamasın, haklarında bir haber çıkmasın. Dizinin şifrelerini setinde çözmek için, senarist Ece Yörenç’le uçağa atlayıp St. Petersburg’a gittim.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Bu arada bir not, “Kıvanç’a ulaşılamıyor. Türkiye telefonu kapalı” haberleri asparagas. Tatlıtuğ yanında iki cep telefonu ve sürekli yedek şarj makinesi taşıyor. Bütün bu detayları nereden mi biliyorum? Çünkü şehre iner inmez soluğu aldığımız Barbaresco restoranda beni büyük bir sürpriz bekliyor: Kıvanç Tatlıtuğ! Üstelik bütün ekiple birlikte sabahın ilk ışıklarına kadar şahane bir St. Petersburg GECEsi geçiriyorum...

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kıvanç, buralardaki adıyla Kurt Seyit, ahşap merdivenli restoranın loş ışığında cam kenarı bir masaya yerleşmiş, buz tutmuş nehri seyrediyor. Benim gibi yeni gelen birinin ancak kalın kazak ve içliklerle dayanabildiği soğuğa bir buçuk ayda alışmış, üzerinde sadece V yaka bir tişört var. Altında dar kesim bir jean, başında bütün gece çıkarmayacağı beresi...

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

“Yemek yiyip hemen kalkacağım. Yarın çok erken setim var” diyor. Azla yetinmeyi bilmek lazım. Gönül buna da razı! Şık giyimli genç garsona İngilizce sebze çorbası ısmarlıyor. Ben de tavsiye üzerine Barbaresco Lokantası’nın ördekli lazanyasını söylüyorum. Burası, Kurt Seyit ve Şura’nın çekildiği St. Petersburg’un en havalı restoranlarından biri. Aynı zamanda Kıvanç’ın gediklisi olduğu lokanta. Fonda Neva Nehri, puslu ve soğuk hava, altta hafif hafif çalan caz müzik, başlıyoruz sohbete.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Zayıfladığı yazıldı, kilo aldığı çizildi ama kadın hayranları için peşinen söyleyeyim Kurt Seyit çok formunda. Zaten kendisi de sakallarından dolayı yüzünün daha ince göründüğünü ama kilosunun aynı olduğunu söylüyor. Tek fark, Kuzey Güney’den kalma meşhur kasları bu kez daha da belirginleşmiş. Tek gram yağı olmayan, bu sefer sakallı bir Kıvanç Tatlıtuğ izlemeye hazır olun. Rusya’ya alışmış ama İstanbul gözünde tütüyor.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

“En çok da ailem ve köpeğim Pars’ı özledim” diyor: “İstanbul’daki bakıcısına emanet. Pasaport sorunundan ve hava şartlarından dolayı St. Petersburga getiremedim.” Çorbasını içip kalkacağını söylediği için gözüm sürekli çorbada. Bitmesin de iki kelime fazla edelim diye dua ediyorum. Çorbadan başka bir şey ısmarlamıyor, zaten ondan bile iki kaşık alıyor ama kahve mahve derken oturmaya devam ediyor, sohbet uzuyor.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Bu, Tatlıtuğ ile üçüncü bir araya gelişim. Her zamanki gibi yüzünden gülümseme hiç eksik olmuyor ama kafayı yeni rolüne takmış durumda. Tam rolün detaylarını ağzından kapacakken rol arkadaşları Farah Zeynep Abdullah, Birkan Sokullu ve Berk Erçer damlıyor. Aynı masada hep beraber o kadar eğlenceliler ki...

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Yatılı okul öğrencileri gibiler. Zaten hepsi aynı otelde kalıyor, her akşam birinin odasında toplanıp birlikte film izliyor, sohbet ediyor, kaynatıyorlar. Ekibin gündeminin değişmez maddesi soğuk hava. Kıvanç, “İstanbul’a kıyasla şu anda hâlâ hava soğuk ama bize artık yaz gelmiş gibi geliyor. Çünkü St. Petersburg’a geldiğimiz ilk günlerde eksi 30’larda bile çekim yaptık” diyor. Sonra topa Birkan Sokullu giriyor: “O kadar soğuktu ki bir gün dışarda dolaşırken bıyıklarımızın çıtırdağını hissettik.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Bu soğuk havaya rağmen hem en zor olan hem de en keyif aldıkları şey çekimler sırasında at binmek. Peki Kıvanç’ın attan düşüp kaburgalarını kırdığı dedikodusu? “Evet; üstelik söylendiği gibi dört değil beş kaburgamı kırdım.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kaza sette olmadı. Uzun zamandır ata biniyorum. O günde rol için alıştırma yapıyordum. Atı koşturup enerjisini harcatmadıkları için şaha kalkma sahnesinde dengemi kaybettim. İlk başta durumun ciddiyetini fark etmedim ama sonradan anladım beş kaburgam gitmiş.”

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Buna rağmen Kıvanç sete ara vermeden çalışmış. Sonra bana cep telefonundan at üzerinde çekilmiş videolarını gösteriyorlar. Kıvanç St. Petersburg’un buz pistini andıran sokaklarında inanılmaz hızla at koşturuyor. “Kazadan sonra korku gelmedi mi?” diyorum; “Eğer ata iki gün içinde binersen o korku olmuyor” diyor.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Ah Rusya ah! Köpeği Pars’tan sonra ikinci pasaport sorununu atı Şahin için yaşamış. Şahin, dizinin Kocaeli Kartepe’de çekilen ilk sahnelerinde bindiği atı. Onu çok seviyor. İstanbul’daki çekimlerde yine Şahin’e binecek. Zaten Türkiye’ye dönünce en kısa zamanda bir at sahibi olmayı kafaya koymuş.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

GECEyi uzattığım için ben ertesi gün 11.00’de uyandığımda, kahvaltı faslını kaçırmışım, çekimler çoktan başlamış. Bugünkü çekimler dizide Şura’nın evi olarak göreceğimiz Bilim Adamları Müzesi’nde. Burası eskiden çarın kardeşinin sarayıymış.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Şura ve ailesinin bütün sırlarına tanık olacağımız bu görkemli evde balkona çıkarken bile galoş giymemiz gerekiyor. Zaten çekimlerin büyük kısmı bu tür tarihi saraylarda, müzelerde yapılıyor. Şu ana kadar kullanılan 25 tarihi mekân arasında Rus Devlet Müzesi, meşhur vals sahnesinde kullanılan Mermer Saray, Petersburg Devlet Tarih Müzesi, Puşkin Rusya Devlet Akademik Drama Tiyatrosu var.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Sette karşıma ilk çıkan isim Farah Zeynep Abdullah. Nermin Bezmen’in kitabını okurken kafamda canlanan Şura’dan hiç farkı yok: Gerçek bir Rus prensesi gibi zarif, ürkek ama büyüleyici. Rolü için beyaz bir tül elbise giydirmişler ama o, sırasını beklerken üşümemek için tarihi kostümün üstüne kendi montunu giymiş. Sarayın kapısında onu o halde görünce geçmişle bugün arasında gidip geliyorum. Tek üşüyen Farah değil. Az sonra yanında subay üniformasıyla Kıvanç beliriyor.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Konuya üniformasının ona ne kadar yakıştığından girip, Kurt Seyit’in diğer rollerinden farkını sorup ağzından laf almaya çalışıyorum. “Kurt Seyit ile Şura enteresan bir iş oldu. Ama rolün detaylarını anlatıp büyüsünü bozmak istemiyorum. Dizi başlayıp da izleyince hep beraber göreceksiniz” diyor. Tam da bu sırada imdadına “Kıvanç Bey sahneniz geldi” çağrısı yetişiyor. Onlar sete doğru giderken ben de biraz ısınıp diğer oyuncularla konuşmak için karavanların yolunu tutuyorum.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

“En çok da ailem ve köpeğim Pars’ı özledim. İstanbul’daki bakıcısına emanet. Pasaport sorunundan ve hava şartlarından dolayı St. Petersburga getiremedim” “İstanbul’a kıyasla şu anda hâlâ hava soğuk ama bize artık yaz gelmiş gibi geliyor. Çünkü St. Petersburg’a geldiğimiz ilk günlerde eksi 30’larda bile çekim yaptık”

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

“Rol için alıştırma yapıyordum. Atı koşturup enerjisini harcatmadıkları için şaha kalkma sahnesinde dengemi kaybettim. İlk başta ciddiyetini fark etmedim ama sonradan anladım, beş kaburgam gitmiş”

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

“Bir buçuk aydır burada neredeyse baş başayız. Sürekli birlikte vakit geçirdiğimiz için aramızda öyle bir dil oluştu ki, bizden başka kimse anlayamıyor. Bu bize özel, kusura bakma anlatamayız”

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

“Kurt Seyit ile Şura enteresan bir iş oldu. Ama rolün detaylarını anlatıp büyüsünü bozmak istemiyorum. Dizi başlayıp da izleyince hep beraber göreceksiniz.”

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

1916’da geçen bir hikâyeyi anlatıyorsunuz. Tarih bilginiz kuvvetli midir? - Herhangi bir hata yapmamak için biri Türk, ikisi Rus üç tarih profesörüyle çalışıyorum. Ve Rus profesörler çekimler sırasında mutlaka yanımda oluyorlar.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Peki sonuç? - Burası sanatla iç içe bir kent. O yıllarda da bu fazlasıyla hissediliyor. Yalnız ihtilalin ardından çok acılı durumlar yaşanmaya başlıyor. Zengin insanlar son derece düşük bir hayata geçiş yapıyor. İhtilalden sonra sizi çok çarpıcı bir dram bekliyor.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Üçüncü kez Kıvanç Tatlıtuğ ile çalışıyorsunuz. O mu sizsiz yapamıyor, siz mi onun olmadığı işi çekmiyorsunuz? - Böyle bir durum yok ama birbirimizle mutluyuz ve birbirimizden memnunuz. Aramızdaki alışveriş kafa açıyor. Onunla değil üç proje, yaşım ve ömrüm yettiği sürece çalışabilirim.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’deki tecavüz, ‘Aşk-ı Memnu’da ilk sevişme sahneleriniz gündem olmuştu. Bu dizide de çenemizi ‘Kurt Seyit ve Şura’nın ilk birlikte oldukları sahne mi yoracak? - Burada saflık, tazelik ve ilk heyecanı barındıran duyguyu hissedeceksiniz.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Bütün işlerinizde en çok bu tür sahnelerin konuşulmasına bozuluyor musunuz? Yoksa duruma alıştınız da öpüşme sahnesinin de dibine mi vuruyorsunuz? - Bozulmuyorum, bu dünyanın her yerinde böyle. Aşk önemli bir şey. Ve sevginin, aşkın olduğu her şey dikkat çekiyor. Ama “güzel savaş sahneleri de çekmiş” derlerse, çok mutlu olurum.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kurt Seyit’i senaryolaştırma fikrine ne zaman kapıldınız? - Kitabı ilk 1992’de okudum. Hikâyeyi çok sevdim. Ama Türkiye’nin o dönemki şartlarında bırakın dizi olmasını, film bile yapılması prodüksiyon açısından çok zordu. Bir işe başlamadan en az iki sene önce düşünüyoruz o projeyi. ‘Kuzey Güney’e başladığımızda ‘Kurt Seyit ve Şura’yı da konuşmaya başlamıştık.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Dönem dizileri daha önce de yapıldı. Bu dizinin diğerlerinden farkı ne olacak? - Dönem dizileri yapıldı evet ama ilk kez Rusya’dan başlayıp, Türkiye’ye, 1920’lerin Pera’sına gelen, televizyon dizilerinde daha önce görmediğiniz bir dönemin yaşantısını ve o dönemde yaşanmış büyülü bir aşkı göreceksiniz.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Hikâye, 1916 Rusyası’nda başlıyor. İhtilalin ayak sesleri duyulmaya başlanmış... - Tarihi, hikâyenin fonuna yerleştirdim. Aynı kitapta anlatıldığı gibi onların gözünden anlattım. Çok şaşaalı bir hayatları varken o hayatın ellerinden gidişi, Türkiye’ye göç etmek zorunda kalışları... Tabii en önemli detay Kurt Seyit’in bir Kırım Türk’ü olması. Aluşta’dan İstanbul Pera’ya ve hatta Nermin Bezmen’e kadar gelen süreçte bize ait çok detay var.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Yine Kıvanç Tatlıtuğ’la çalışıyorsunuz. Tatlıtuğ sizin özel seçiminiz mi? - Kıvanç’ı ilk kez ‘Gümüş’ dizisinde görmüştüm. İlk karşılaşmamızda gözlerinin içine bakamadım, ışığından, enerjisinden çok etkilendim.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Bana Kıvanç Tatlıtuğ hakkında kimsenin bilmediği ne söyleyebilirsiniz? - Kimse bilmez ama çok iyi taklit yapar. Müthiş bir gözlem yeteneği var.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Farah Zeynep Abdullah’a gelirsek... Onunla ilk kez birlikte çalışıyorsunuz. - Şura karakteri kitapta o kadar net anlatılmış ki, o resmi çeşitli oyuncularla deniyordum kafamda. Ama ne zaman ki ‘Kelebeğin Rüyası’nı seyrettim, o gün emin oldum Şura’nın o olduğuna.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Çekimler Rusya’da yapılıyor. Figüranlar Rus. Sahnelerde alt yazı mı olacak? - Hikâyenin en önemli zorluğu buydu. Dizideki bütün karakterlerin Türkçe konuşmasına karar verdim. Herkes Türkçe konuşacak; aksan, şive olmayacak, alt yazı kullanılmayacak. Kimin Rusça, kimin Türkçe, kimin İngilizce konuştuğunu anlayacağız ama herkes Türkçe konuşuyor olacak.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Senaristler senaryosunu yazıp gönderir. Siz oyuncularla hep bir aradasınız, gece dışarıya çıkıyor, sabaha kadar vakit geçiriyorsunuz. - Ben senaryoyu yazarken insanlar kâğıt üzerinde konuşuyor. Bu yüzden Kurt Seyit ve Şurayı’da St. Petersburg’da yazıyorum. Buraya gelmemdeki en önemli şey de onlarla vakit geçirebilmek ve hikâyeleri düşünmek.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Şura’nın asker yolu gözlerken uzun uzun Seyit’i düşüneceği kış bahçesi

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kurt Seyit’in Şura ve ailesiyle ilk kez yemek yiyeceği masa

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Burası, dizide Şura’nın evi olacak Bilimadamları Müzesi’nin girişi

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Seyit ve Şura’nın en önemli konuşmaları yapacakları Kanlı Kilise’nin önü

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

BİRKAN SOKULLU: Kilolu ve bıyıklı halime alıştım Petro, dizinin en dikkat çeken karakterlerinden. Birkan Sokullu onu oynayabilmek için saçlarını uzattı, bıyık bıraktı ve biraz da kilo aldı. “Bir süre alışamadım ama artık iyiyim. Petro, Rusya’nın en zengin adamlarından. Kötü karakter ama onun baktığı yerden haklı görebileceğiniz noktalar var.”

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

BERK ERÇER: Senaryodaki dostluk gerçeğe dönüştü Mişa karakterini canlandıran Berk Erçer, her şeyin aşırısında bir karaktere hayat verdiğini anlatıyor: “İçtiğinde en çok o içiyor, yediğinde en çok o yiyor.” Berk Erçer, çekimlerde fiziksel olarak soğuktan zorlandığını söylüyor: “Ama bu sayede senaryodaki dostluk gerçeğe dönüştü.”

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

SEDA GÜVEN: Şu an çok dar bir korsenin içindeyim “Şura’nın ablası Valentina, denge oluşturan bir kadın” diye anlatıyor rolünü Seda Güven: “Başlarda Şura’nın aşkını onaylamıyor. Ama sonra en çok destek veren ablası oluyor. Şu an çok dar bir korsenin içindeyim. Ama o kostümleri giymeden role giremiyorsunuz. Duruşunuz bile değişiyor”.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

ASLI ORCAN: Aşkın neler yaptırabileceğini izleyeceksiniz O, dizinin kötü karakteri Barones’in ta kendisi: “Barones; Kurt Seyit’in hiçbir zaman kendisine ait olamayacağını biliyor. Ama kurt Seyit’in Şura’ya âşık olmaması için elinden geleni yapıyor. Dizide aşkın bir kadına gerçekten neler yaptırabileceğini izleyeceksiniz” diyor.

Kıvanç Tatlıtuğ'la Petersburg’da bir gece!

Bu magazin haberleri de ilginizi çekebilir: