Özge Ulusoy tasarımcılığa ısınmaya devam ediyor. Yeni koleksiyon hazırlığında olan Ulusoy aynı zamanda televizyon programıyla ekrana döneceğinin müjdesini veriyor.
Senin için artık modacı diyebilir miyiz? Modacıyım dersem modacı arkadaşlarıma haksızlık etmiş olurum. Daha kırk fırın ekmek yemem lazım. Ben sadece beni seven, takip eden ve giydiklerimden hoşlanan insanlar için, kendi zevkimi ulaşılabilir hale getiriyorum. Bir tasarım ekibiyle çalışıyoruz.
Süslü biri misin? Organizasyona katılmıyorsam ya da o gün çalışmıyorsam günü spor tayt, eşofman üstü, spor ayakkabı ve güneş gözlüğü ile geçiriyorum. Böyle günlerde makyaj da yapmam. Ama en spor halimde bile küpelerim, saatim, bileklerim mutlaka vardır.
Kokoşumdur, herkes bilir. Annem çok sadedir, ablam benim kadar olmasa da böyle şeyleri sever ama ben süslüyümdür.
Peki televizyon projelerin var mı? Bu sene yeni bir projemiz var, kanalın belirlenmesini bekliyoruz. Modayla ilgili bir gündüz kuşağı programı olacak. Yakın zamanda bu projeyi de hayata geçireceğiz. Her zaman bir iş hayırlı ise olsun derim.
İş eğer hemen yayından kalkacaksa hiç olmasın, emeklerimize yazık olmasın diyorum. Şu an yaptığım işler benim için yeterli ancak ekran önünde de olmak istiyorum.
Sporla aran nasıl? Sürekli spor yapıyorum ancak artık pilates bana yavaş gelmeye başladı. Bu nedenle kardiyo pilatesi tercih ediyorum. Buna, pilatesin, nabzı yüksek tutmak için kardiyo hareketleriyle harmanlanmış bir hali diyebiliriz.
Cildin için neler yapıyorsun... Cildime bakıyorum ve bu konuda çok araştırma yapıyorum. Hangi kremi kullanmam gerektiğini sürekli araştırıyorum, düzenli olarak vitamin iğneleri ve bakım yaptırıyorum, döneme göre kullandığım ürünleri değiştiriyorum. Cildime iyi bakarım. Bunun yanında iyi besleniyorum, bol su içiyorum, uykumu alıyorum. Çünkü cilt güzelliği sağlıklı yaşamakla ilgili.
Uzun süredir magazinde yoksun... Aslında magazinde varız. Doğrudan olmasa bile gıyabımızda mutlaka bir şeyler çıkıyor. Bir organizasyon ve davet yoksa, gece dışarı çıkmayız. Her genç kadının yaptığı gibi ben de eskiden arkadaşlarımla çıkardım. Kulübe giderdim, dans da ederdim.
Ama şimdi öyle bir gücüm yok. Sabahları erken kalkıyorum, spor yapıyorum. Eskiden uykusuzlukla ve bütün gece bir dumanın içinde durarak kendime zarar veriyormuşum.
Eğitimli bir aileden gelmene rağmen ilişkinle ilgili çok şey söylendi... Bence toplumumuz Türk filmlerini seviyor. Fakir kız, zengin oğlan ya da zengin kız, fakir oğlan hikayeleri insanların hoşuna gidiyor. Ailemi, okuduğum okulları, yaptığım işleri ne kadar anlatırsam anlatayım onlar hep kendi bakmak istedikleri açıdan anlıyorlar. Ama son dönemlerde, bize, eskiye oranla daha sevgi dolu yaklaşıyorlar.
Bu yüzden şu an bir şikayetim yok. Ama şunu söylemeden geçmeyeyim, dar gelirli bir aileden geliyor olabilirdim, üniversite okumamış olabilirdim. Bunun böyle olması, bir insanı hemen belli bir kategoriye yerleştirebileceğimiz anlamına gelmiyor.
İlişkin nasıl gidiyor? Çok huzurlu ve mutluyuz. Esprili birkaç sosyal medya paylaşımı dışında özel hayatımızı paylaşmıyoruz. Gidip gitmeyeceğimiz yerleri çok iyi biliyoruz. Sonuçta onun da bir kariyeri var. Her gün sabah saat 08.00’de ofisine gidip çalışan biri. Ara sıra canımızı sıkan konu, bizimle ilgili bir şeyin sürekli para ekseninde değerlendirilmesi.
Ben çalışan bir kadınım ve paramın kıymetini bilirim, çarçur etmem. Çok pahalı zevklerim yoktur. Alışverişi severim ama indirimleri takip ederim. Erkek arkadaşım da böyle yaşıyor. Çok abartı şeyler yapmıyoruz. Birlikteyken normal insanlar gibi sinemaya gidiyoruz, patlamış mısır yiyip filme seyrediyoruz. Ama tüm bunlara rağmen doğru olmayan şeyler yazılıp çiziliyor.