Saadet Işıl Aksoy neden dizilerde yer almıyor?
- 04.08.2013 15:53
Saadet Işıl Aksoy, Pazar Vatan'dan Banu Duran'a röportaj verdi..
İşte o röportaj:
Çekimleri devam eden Büyük Sürgün filminde rol alan Saadet Işıl Aksoy, dizi tekliflerine sıcak bakmıyor. Yurt dışında yeni film görüşmeleri yaptığını, sürekli Türkiye’de bulunamayacağını belirten Aksoy, güzellik sırrını ise ‘bol su içmek’ diye özetliyor
Size “ödül avcısı” dersek doğru olur mu? Kaç ödül kazandınız şimdiye dek? Hatırladığım kadarıyla 12 ödül aldım; Yumurta ve Başka Dilde Aşk filmlerimle. Gerçekten de Yumurta filmi ile büyük bir çıkış yakalayıp, sonrasında Aşkın Yaşı Yok filminde ve sonrasında da Sen Dünyaya Gelmeden’de (Twice Born) rol aldınız. Nasıl bu kadar başarılı oldunuz?
Aşkın Yaşı Yok’ta Catherine Zeta Jones ve Justin Bartha oynuyordu; Penelope Cruz ve Emile Hirsch ile Twice Born’da birlikte oynadım. Tabii bu başarıyı madde madde özetlemek kolay değil ama arkasında büyük bir çalışma, özveri ve adım adım çok bilinçli seçimler olduğunu söyleyebilirim.
Yurt dışında filmlerde rol kapmak için ne gerekli; çok çetin bir eleme var malum orada? Rol kapmak diye bakmamak lazım mevzuya, çünkü siz zaten doğru ve özenli adımları atıyorsanız bir noktada o roller size gelmeye başlayacaktır. Tabii ki birinci koşul olabildiğince dil bilmek, çünkü ne kadar fazla dil konuşursanız, yelpazeniz o kadar genişler. Doğru proje seçmek, doğru bağlantıları kurmak, Türkiye’den zaman zaman uzak kalmayı göze alarak yurtdışında kendinize yatırım yapmak çok önemli. Bu anla
Bir Türk bir gün Oscar’ı kazanabilecek mi sizce? Sizin böyle bir hayaliniz var mı? Nedense son nokta buymuş gibi algılanıyor ama başarı bir sonuç değil, bir süreçtir bence ve asıl mesele o süreçte doğru adımları atabilmektir. Benim de birçok hayalim var, çalışmak istediğim yönetmenler, sinema adına yapmak istediğim işler, oynamak istediğim roller var. Dileğim uzun vadede bu hayalleri gerçekleştirip tutarlılık gösteren bir başarı çizgisiyle gurur duyduğum işler yapmaya devam etmek.
Büyük Sürgün’de canlandırdığınız Eleni’nin en çok hangi yönünü sevdiniz ve kendinize yakın buldunuz? Oynadığım karakterleri kendimle kıyaslayarak çalışmıyorum, dolayısıyla Eleni’nin kendime yakın ya da uzak bulduğum bir özelliğinden bahsedemem. “Büyük Sürgün” projesi daha önce yer almadığım tarzda bir proje oldugu için bana çekici geldi, tabii Türker Bey’in bunca yıl sonra tekrar bir sinema filmine imza atacak olması da çok etkiliydi.
Tabii bir de bu ülkenin yetiştirdiği bir oyuncu olarak, Türkiye’de çalışmaya, ülkemizin hikayelerinin bir parçası olmaya devam etmek istiyorum; bu anlamda “Büyük Sürgün”, hikayesi, senaryosu, yönetmeni, ekibi açısından çok doğru bir proje oldu. Eleni karakterine gelecek olursak, bir oyuncu olarak bana yeni ufuklar açacak bir karakter olduğunu düşünüyorum.
Film aynı zamanda 1960’lı yıllara da ışık tutuyor. Tarihi olaylarla ilgili misinizdir? İlgiliyimdir ve böyle projeler sayesinde yaptığımız araştırmalarla o dönemleri daha da detaylı öğrenme şansı elde ediyoruz.
Nasıl bakarsınız kendinize? Cildinize ve saçınıza neler yapıyorsunuz? Olabildiğince sağlıklı yaşayıp sağlıklı besleniyorum. Bolca su içiyorum. Bununla birlikte düzenli olarak kullandığım bazı bakım ürünleri var, bu ürünleri de abartıya kaçmadan vücudumuzun ihtiyaç duyduğu kadar kullanmamızın doğru olduğu kanaatindeyim.
Günde kaç saat hangi sporları yapıyorsunuz? Haftanın en az 3 günü spor hocamla evde spor yapıyoruz. Yaz aylarında da fırsat buldukça yüzerek ve su sporlarıyla zinde kalmaya çalışıyorum.
Sanki hiçbir şey yemeden yaşıyor gibi görünüyorsunuz; nasıl bu kadar zayıf kalıyorsunuz? Hiç mi abur cubur yemezsiniz? Tam tersine yemek yemeye, dondurmaya, çikolataya bayılıyorum ve bunları da tabii ki zaman zaman yiyorum. Ama bunun dengesini bilmek lazım. Bütün mesele vücudunuzu tanıyıp onu dinlemek ve hayatın da keyfini çıkararak sağlığınıza özen göstermek.
Çünkü zayıf kalmaktan daha önemli olan sağlıklı olmak ve bu da ancak ruhunuz da sağlıklıysa sağlanabilir bence, bunun için de gerekli olan “mutluluk”.
Yeni projeleriniz neler? Uzun zamandır yurt dışında sürekli yeni film görüşmeleri yapıyorum, ancak her şey netleştiğinde bir açıklama yapmayı tercih ediyorum. Böylesine büyük işler, öncesinde duyulduğunda her şey tamamen magazinsel bir boyuta çekiliyor maalesef.
Neden dizilerde rol almıyorsunuz? Vaktimin çoğunu görüşmeler, festivaller nedeniyle yurt dışında geçiriyorum ve bir diziye başlarsam devamlı Türkiye’de olmak durumundayım. Fakat yurt dışı kariyerime odaklandığım bu zamanlarda devamlı burada olmamı gerektirecek bir iş yapamıyorum.
‘Modayı çok da ciddiye almıyorum’ Moda dergilerini karıştırır merak ederim ama modayı çok da ciddiye aldığımı söyleyemeyeceğim, daha çok giydiklerimin beni nasıl hissettirdiğini önemserim. Çok fazla kuaföre de gitmem; bakımlarımı evde kendim yapmayı tercih ederim.
