Şükrü Özyıldız dert yandı!
- 18.01.2015 11:18
Şeref Meselesi dizisinin yakışıklı oyuncusu Şükrü Özyıldız, Vatan Gazetesi'nden Banu Duran'ın sorularını yanıtladı.
Şeref Meselesi dizisiyle hayran kitlesini daha da artıran Şükrü Özyıldız sinema filmiyle zirveye oynuyor. Klasik yakışıklılardan değil, farklı.... Boş tek bir kelime konuşmuyor, yaşından çok olgun. “Hayat dediğiniz şey aslında bir yansıma. İç dünyanızın yansıması. Benim iç dünyamı çok zenginleştirdi oyunculuk. Beni daha iyi bir insan yaptı” diyor.
Oyunculukla tanışma nasıl oldu? Ben zaten oyuncu olmak istiyordum ancak hayat şartları beni normal bir üniversite okuyup sabah 9 aksam 5 normal bir işte çalışmaya itti. Ne zamanki “isyan” dedim o zaman başladı. Hayat dediğiniz şey aslında bir yansıma. İç dünyanızın yansıması. Benim iç dünyamı çok zenginleştirdi oyunculuk. Beni daha iyi bir insan yaptı diyebilirim.
Kaç kardeşsiniz? Onlar ne yapıyor? İki kardeşiz. Benden iki yaş küçük bir kız kardeşim var. Gastronomi mezunu.
nsan bu kadar yakışıklı olunca hayat çok mu kolay oluyor? Hiç orada değilim. Ayrıca dış görünüşümün hiçbir avantajını görmedim. İnsanların yakışıklı veya güzele karşı “altı boştur bunun” gibi bir önyargısı var. Ben bu önyargıyla mücadele ettim oyunculuk kariyerimin başlarında. Hiç de umurumda olmamasına rağmen.
Kafanızı nasıl boşaltıyorsunuz? Meditasyonlarım var. Ayrıca biriktirmiyorum hiçbir şeyi. Net bir insanım.
Sevimli- Tehlikeli filminin çekimleri nasıl geçti; bizi şaşırtacak mısınız? Genel olarak film sizi şaşırtacak. Filmin ritmi çok yüksek dolayısıyla karakterlerin de. Top hiç yere düşmüyor. Bu kadar yüksek ritimde çekimlerde haliyle çok eğlenceli oluyor. Ben çok eğlendim. Zarok da eğlenmesini bilen bir adam. Doğrudan Zarok‘un enerjisinde bir film oldu.
ÖZCAN DENİZ’İN GERİLDİĞİNİ HİÇ GÖRMEDİM Filminizin yönetmeni ve senaristi Özcan Deniz. Beraber çalışmak nasıldı? Çok başarılı Özcan. Ayrıca yönetmen olarak projenin bütün evrelerini büyük bir erdemle tamamladı. Sette bir kere gerildiğini ya da hazırlık evresinde bir kere cevaplayamadığı bir soru olduğunu görmedim.
Oyuncu olarak bütün çekim süreci boyunca karakterinizi tutarlı kılmak zorundasınız. Özcan’ın tam oyuncu kaybolduğu sırada yaptığı nokta atışı müdahaleleri vardı. Yaptığı işte iyi buluyorum kendisini.
Bir dönem kafes dövüşü yapmışsınız. Oysa size baktığımda çok naif, çok sakin biri olarak görünüyorsunuz. Görünüşünüzün aksine içinizde “kızgın, sinirli” bir adam mısınız?
Değilim. Küçükken hiperaktiftim ve enerjimi atacak en güzel yol buydu. Çok küçük yaşta başlayınca, ister istemez yol alıyorsunuz. Ne kadar illegal bir imajı olsa da kafes dövüşü diye bildiğiniz şeyin gerçek ismi “karma dövüş sanatları” ve federasyonu, kuralları olan çok ciddi bir spor. Dövüşürken tabii ki bir duygusal rahatlama yaşıyorsunuz ama bu sadece sporun genel olarak salgılattığı endorfinden kaynaklı. Ama tersim pistir (Gülüyor)...
ŞEREF MESELESİ’NDE UZUN BAKIŞMALAR YOK Şeref Meselesi’nin bu kadar ilgi görmesinin sebebi nedir sizce? Şeref Meselesi’nin yıllardır hepimizin Türk dizilerinde eleştirdiği noktalara bir tepkisi var. Hepimiz klişelerden ve o uzun, bitmeyen bakışmalardan şikayet ediyoruz. Bunlar bizde yok.
Bir hikayemiz var ve akıcı bir şekilde ilerliyor, kendini tekrar etmiyor. En büyük farkımız o. Bir de tabii ki Altan Dönmez faktörümüz var. Kaliteli bir insan, yönetmen, ağabey.
İntikam yakın mı, uzak bir duygu mu? İntikamı hayat alır. Kimse Tanrı rolüne bürünmeye kalkmasın. Karmaya güveniyorum. Ne ekiyorsan onu biçiyorsun. Eğer intikam içinde yanıp tutuşuyorsanız bilin ki öfkeniz kendinizedir.
‘İYİ ÇOCUK OLMAYAN’ ROLLERDE DAHA ÇOK HEYECANLANIYORUM; TERS KÖŞE DAHA EĞLENCELİ Hayalinizdeki rol nedir? Ters köşe roller her oyuncu için çok eğlencelidir. Ben de iyi çocuk olmayan rollerde daha çok heyecanlanıyorum. Hayatımın rolü diye birşey yok ancak tabii ki çok istediğim roller var.
Tiyatroda “Kim Korkar Hain Kurttan”ı oynuyoruz. Orada Tardu’nun oynadığı George rolü kesinlikle ölmeden önce oynayacağım rollerin başında geliyor.
Sizin kalbinizi çalmak için nasıl biri olmak gerek? Aşkın tanımını yapamıyorum ki onu bana hissettirecek kadını tanımlayayım. Bilmiyorum bilmek de istemiyorum. Mucizeler o kadar kurcalanmamalı. Büyüsünde yaşamak varken, değil mi...
Yakışıklısın dediklerinde ne hissediyorsunuz? Egonuz ne durumda? Hoşuma gidiyor tabii. Yalan söyleyecek halim yok. Ama uzadı mı da sıkılıyorum. Egom huzurlu, “Yurtta barış dünyada barış” diyor.
