Sanatçıların Tükenmişlik Sendromu açıklamaları!
- 10.06.2013 09:31
Son haftalarda Meryem Uzerli ile hayatımıza giren ‘tükenmişlik sendromu ’ kavramı, aslında iş veya özel hayatında istediği mutluluğu yakalayamayan kişilerin büyük çoğunluğunda görülüyor. Hafif veya yoğun, bir şekilde herkesi etkileyen bu sendromu Haftasonu dergisi hem işin uzmanına sorarak öğrendi hem de ünlülere benzer bir durum yaşayıp yaşamadıklarını sordu.
Muhteşem Yüzyıl dizisinin Hürrem karakterini canlandıran Meryem Uzerli’nin, setteki yoğun ve uzun çalışma saatlerinin ruhsal yapısında oluşturduğu ‘tükenmişlik sendromu’ yüzünden dizi çekimlerini bırakıp Almanya’ya gitmesi ve telefonlara cevap vermemesi ortalığı karıştırdı.
Herkes konuyla ilgili farklı bir yorum yaparken, çekimlerin ertelenmesi ve yapılamaması nedeniyle yayınlanmaması yüzünden ‘Muhteşem Yüzyıl’ın yapımcısı Timur Savcı suçlandı.
Hürriyet Kelebek yazarı Cengiz Semercioğlu’na açıklama yapan Meryem Uzerli’nin sevgilisi Can Ateş, “Meryem’e yapılanlar insanlık dışı. Sevgilisi değil bir insan olarak isyan ediyorum buna. Para için diziyi bıraktığını söylüyorlar. Bu kız üç aydır bas bas bağırıyor. Sette bayılıyor, ‘Ruhen ve psikolojik olarak çöktüm’ diyor. Kimsenin dinlediği yok.
Meryem bitmiş durumda, çöküntü içinde... Doktorlar hastalığı için bir-bir buçuk yıl hapis yatmış insan psikolojisinde olduğunu söylüyorlar. 10 gündür doktorlar, ben de dahil olmak üzere kimseyle görüştürmüyorlar. Meryem’in istediği tek bir şey var: Para pul değil, hayatında denge istiyor. Normal saatlerde çalışsın, kendine ve hayatına zaman ayırabilsin. Bunu da burada bulamadı, bu yüzden döneceğini sanmıyorum” dedi.
Tükenmişlik sendromu nedir? Çalışan veya özel hayatında istediği mutluluğu yakalayamayan kişilerin büyük çoğunluğunda görülen tükenmişlik sendromu, günlük hayatı etkileyebilecek yoğunlukta yaşanabiliyor. İş, aile veya sosyal hayatta önemli eksiklikler yaratan bu durum hakkında Uzman Psikolog Alanur Özalp’tan bilgi aldık.
Özalp, tükenmişlik sendromu hakkında şunları söyledi: “Bu sendrom başarılı kişilerin yaşamlarında onları zorlayan, sıkıntıya sokan olaylar sonucunda yaşadıkları bir nevi depresyon tablosu olarak adlandırabileceğimiz bir dizi semptomdan oluşan bir tablodur. Yorgunluk, isteksizlik, iştahsızlık, uykusuzluk gibi fiziksel şikayetlerin de eşlik ettiği bir durumdur. Kabuslar, ruhsal çöküntü, mutsuzluk, başarısızlık, korkular da bu tabloda yer alır.
Tükenmişlik sendromu öncelikle sanatçılarda, yazarlarda ve iş adamlarında görülür. CEO düzeyinde çalışan kişilerde daha sık görüldüğünü söyleyebiliriz. İntihara kadar götürebilir. Bu şikayetlerin farkına erken varmak ve tedaviyi derhal devreye sokmak önemlidir. Tedavi olarak psikolojik terapi önerilmektedir. Psikolog desteği gereklidir.”
Tuba Büyüküstün (Oyuncu) : ‘Çok yoruldum’ Tuba Büyüküstün katıldığı bir ödül töreninde, tükenmişlik sendromu nedeniyle Almanya’ya giden Meryem Uzerli’ye destek verdi:
“Her şeyi bırakıp gitme duygusunu ben de yaşadım. Çok yoruldum. Tatile, rahatlamaya ihtiyacım var. Meryem’in durumu zaman zaman tüm oyuncuların başına geliyor” dedi.
Tülin Şahin (Model): “Çok yoğun çalışmaktan dolayı ben de herkes gibi yoruluyorum. Zaman buldukça iş harici günlerde evde film seyrediyorum ve dinleniyorum.
Bu sendromu daha kötü atlatan arkadaşlara da geçmiş olsun diyorum; ne diyeyim...”
Sarp Apak (Oyuncu: ‘Göz önünde olmak büyük baskı yaratıyor’ "Bu olay Meryem Uzerli’nin özelinde bir durum. Meryem’in çalışma şartları ve saatleri eminim hepimizden farklı, çünkü dizinin senaryosu onun üzerine. Ben ise daha fazla görev dağılımı olan bir dizide çalışıyorum.
İnsanlar bunu şımarıklık olarak algılıyor olabilirler ama o tempo gerçekten çok ağır. Kolay para kazanılmıyor. Hele de göz önünde bir insansanız kilo alıp vermeniz, ilişkiniz, başarınız ya da başarısızlığınız, her şey insanların gözü önünde. Bu da büyük bir stres ve baskı yaratıyor. Ben kendi adıma söyleyeyim, böyle bir şey yaşamadım. Umarım yaşamam.”
Feryal Gülman(İş kadını): ‘Hiçbir şey dibe vurmadan yukarı çıkmaz’ “Her insanın hayatında muhakkak bir kez olmuştur. Zaman zaman bana da oluyor. Kendimi kötü hissettiğim anlarda motive olacağım şeyler yapmaya çalışıyorum. Mesela dostlarımla beraber oluyorum, sevdiğim aktiviteleri yapıyorum.
Zor zamanlarda hep bir yerden mutlaka bir ışık doğacağına inanırım. Çünkü hiçbir şey dibe vurmadan yukarı çıkmaz.”
Burcu Kara (Oyuncu):‘Şüphesiz herkes yaşamıştır’ “Şüphesiz herkes yaşamıştır ve hepimizin başına gelmiştir. Rahatsızlığın ismini yeni yeni duyuyoruz ama hayatımızda birçok işin bir araya geldiği dönemler oluyor.
O dönemlerde elbette ki çok bunalıyoruz. Ben kendi adıma söyleyeyim; o zor zamanlarımda, başka şeylerle uğraşıp, sevdiğim arkadaşlarımın yanında olup kafamı rahatlatmaya çalışıyorum.”
Pınar Altuğ Atacan (Oyuncu, sunucu): ‘Böyle bir sendrom var mı ki?’ “Açıkçası ben şimdiye kadar böyle bir şey yaşamadım ve bilmiyorum
Böyle bir sendrom var mı ki?”
Serap Dindar (İş kadını): ‘Çocuklarımı görmek rahatlatıyor’ “Çocuklu bir kadın olarak bazen o kadar çok koşturuyorum ve o kadar çok yoruluyorum ki sinirim fazla yükselebiliyor. Ama yine de onların gülen yüzlerini görmek beni rahatlatıyor ve kendime getiriyor.”
Berna Öztürk (DJ, oyuncu): ‘Enerjim fazla’ “Benim başıma daha önce gelmedi. Benim enerjim fazla. O kadar çalışmama rağmen bitmiyor.”
Nihan Buruk (Modacı): ‘Kitap okuyarak rahatlıyorum’ “Herkes gibi benim de bunaldığım zamanlar oluyor. Hatta bazen sosyal aktiviteler bile insanı yoruyor.
O dönemlerde kendimi bol bol kitap okumaya veriyorum. Çünkü beni sadece o dinlendiriyor.”
Pınar Aylin (Şarkıcı): ‘Gerçek olan tek şey mutluluk’ “Böyle bir durum açıkçası bana olmuyor. Bir yaştan sonra farkındalığımız artıyor ya, işte o zaman ne için debeleniyoruz, ne için bu kadar üzülüyoruz diye düşünüyorum. Gerçek olan tek şey mutluluk.
Mutlu olacağın şeyi de biliyorsan hayattaki tercihlerini ona göre yapmalısın. Dolayısıyla ben önlemimi alıyorum. Böyle bir duruma da kendimi sokmuyorum.”
Eda Taşpınar (Tasarımcı): ‘Kendimi ve ruhumu dinlerim’ “Benim başıma gelmez. Çünkü ben kendimi ve ruhumu dinleyen bir kadınım. Kendimi tüketene kadar bir şey yapmam.
Zaten sosyal hayatım o kadar da yoğun değil. Haftada bir davete gidiyorsam, geriye kalan vaktimi arkadaşlarımla geçiririm. Bu hayatta en önemli olan sağlıklı ve mutlu olmak. Tabii ki biraz para da önemli.”
Bilge Öztürk (Avukat): ‘Birçok işi bir arada yapmaya alışkınım’ “Küçük yaşlardan beri çok işi bir arada yapmaya alışkın yetiştirildim. O yüzden çok bunaldığım anlarda kendime biraz zaman ayırdığım zaman hemen bu durumun üstesinden geliyorum.
Bu sendrom insanlarda yoğun çalışma temposu içerisinde çok uzun zamandan beri var.”
Gamze Saraçoğlu (Moda tasarımcısı): ‘Hobilerime yöneliyorum’ “Tükenmişlik sendromu aslında her sektörde var. Özellikle benim bulunduğum moda sektöründe çok sık yaşanıyor. Sanatla ilgili bir iş yaptığımız için ben biraz daha hayata pozitif bakıyorum. Çok bunaldığımı hissettiğim anlarda ise ne olursa olsun kendime vakit ayırıyorum ve hobilerime yöneliyorum.”